Home >> Kampanyalar >> Dayanışma >> HER YER ATİK VE YENİ KADIN, HER YER DİRENİŞ! ‘İnadına Mücadele, İnadına İsyan, İnadına Özgürlük!’

HER YER ATİK VE YENİ KADIN, HER YER DİRENİŞ! ‘İnadına Mücadele, İnadına İsyan, İnadına Özgürlük!’

Türkiye, Almanya, İsviçre, Fransa ve Yunanistan devletlerinin işbirliği ile, 15 -18 Nisan 2015 tarihlerinde ATİK ve Yeni Kadın kurumlarımıza yönelik gerçekleştirilen operasyonlar, ‘Demokrasi’nin Beşiği’ Avrupa’nın, demokrasiden ne anladığını, kör gözlere sokar niteliktedir. Üyelerimizin ve yöneticilerimizin maruz kaldıkları saldırıyı bir kez daha şiddetle kınıyor, sonuna kadar yoldaşlarımızın yanlarında olduğumuzu beyan ediyoruz.

Bu tutuklamaların, Türk ve Alman devletlerinin el altından yürüttükleri gizli bir pazarlığın sonucu gerçekleştirildiği açıktır. Tutuklananların hepsi bulundukları batı Avrupa ülkelerinde, yasal durumda olup, kimi işçi, kimi memur, doktor ve politik ilticacıdır. Alman Adalet Bakanlılığının tek dayanağı tutuklananların bazılarının Türkiye’de TKP/ML içinde faaliyet yürütmüş olmaları ve uzunca yıllar hapishanelerde kalmış olmalarıdır.

Örneğin üyelerimizden Müslüm Elma: 1980 Askeri Faşist Cunta’nın ilk günlerinde tutuklanıp Antep, Adana, Elazığ, Diyarbakır hapishanelerinde en ağır işkencelere maruz kalmıştır. 1984 Ölüm Orucu“nda sağlığını önemli oranda yitirmiş, sonraki tutukluluk yıllarında sağlık sorunları giderek artmıştır. Hayatının 22 yılını çeşitli hapishanelerde geçirmiş, Adli Tıp’ın “hapishane koşullarında tek başına yaşamını sürdüremez” raporu üzerine tahliye edilmiştir. Politik düşüncelerini hiçbir koşulda gizlememiş olan yoldaşımız, Avrupa’ya çıktığı günden beri, ATİF üyesi olarak demokrasi mücadelesine katkı sunmaya çalışmıştır. Sağlık sorunları arttığından, yaşamını Almanya’da da doktor kontrolünde sürdürmekteydi.

Tutuklanan yoldaşlarımızın üçü hariç, diğerlerinin tümü Almanya, İsviçre ve Fransa’da iltica talebinde bulunduklarında; Türkiye’de TKP/ML davasından yargılandıklarını ve uzun yıllar hapis yattıklarını mahkemelere bildirmiştirler. Zaten bu bildirimler sonucu kendilerine iltica hakkı tanınmıştır. Tutuklanan yoldaşlarımızın her biri uzun yıllardır Almanya, Fransa ve İsviçre’de ikamet etmelerine ve yaşadıkları ülkelerin yasalarını ihlal edecek herhangi bir girişimde bulunmamalarına rağmen, Alman Adalet Bakanlığının emriyle tutuklanmaları tamamen bir hukuk skandalıdır.

ATİK ve YENİ KADIN, Türkiye’den gelen çeşitli milliyetlerden göçmen işçi ve emekçilerin ihtiyaçları doğrultusunda kurulmuş, yasal ve demokratik zeminde hareket eden örgütlenme alanlarındandır. Çeyrek asırlık mücadele tarihlerinde, Avrupa’daki göçmen işçiler ve emekçi kadınlar içinde gerçekleştirdikleri çalışmalarla onlara umut olurken, düşmanın da dikkatlerini üzerlerine çekmiştirler.

Yeni Kadın yöneticilerimizden Dr. Banu D. Büyükavcı ise, bu yıl 13. Kongremizde yönetime girmiş olsa da, Avrupa’ya geldiğinden beri Yeni Kadın üyesi olup, çalışmalarımızın destekçilerindendi.

Yeni Kadın örgütümüz; kadınlara biçilen toplumsal rol ile kadın ev kölesi haline getirilirken kendi emeğine yabancılaştırıldığı, dünyanın bütün kirli çamaşırlarını, bulaşıklarını yıkamasına, bütün pisliklerini temizlemesine, yeni kuşak nesilleri yetiştirerek sistemin devamını sağlayacak ucuz işgüçlerini, kafa ve kol emekçilerini, onu koruyup kollayacak askeri – polisi yetiştirmesine rağmen, ne iş yaptığı sorulduğunda “çalışmıyorum, ev kadınıyım” diyerek kendi emeğini red etmesine neden olan kültürel şekillenişi parçalayarak, egemenlerin kendilerini var ettikleri çok önemli bir kaynağı bombalamaya çalışıyordu. Egemenlerin bu güzergâhları bombalandığında, artık kadınlar emeklerine sahip çıkacaklar, ev köleleri olmayı redderken, yüz yıllardır üretimde neden ucuz ve yedek işgücü olduklarını, neden toplumda kendilerinin birer cinsel obje olarak gösterildiklerini, toplumda neden ikinci cins insan olduklarını anlayacaklardı. İşte bundan sonra, yüzyıllardır zorla susturulan, uyutulan insanlığın kadın cinsi, egemenler için en büyük tehlike olacaktı.

Yeni Kadın olarak yürüttüğümüz bu çalışmanın önemli bir bileşeni idi Dr. Banu D. Büyükavcı. Mesleğinden edindiği deney ve tecrübelerle de zenginleştirdiği bilgilerini, kadınlara biçilen toplumsal misyonun, özellikle de ev köleliliğinin onlar üzerinde yarattığı psikolojik tahribatlar üzerine yazılar yazıyor, birçok alanda seminerler, paneller, eğitim çalışmaları veriyordu. Kadınların kendi emeklerine sahip çıkmalarının önemini bıkmadan usanmadan heyecanla anlatanlarımızdandı. Kapitaist sistemin kadını nasıl kimliksizleştirdiğini, izole ettiğini, hiçleştirip, ruhsuzlaştırarak nasıl tektipleştirdiğini, emeğine yabancılaştırdığını anlatıp kadınların emeklerine sahip çıkmalarını sağlamaya çalışıyordu. Yani Dr. Banu D. Büyükavcı da şeytanın 500 yıllık inine çomak sokmaya çalışanlarımızdandı.

Bu çalışmalarımız rahatsız etti egemenleri… Banu arkadaşımız üzerinden Yeni Kadın, diğer arkadaşlarımız üzerinden ise ATİK kriminalize edilerek, yalnızlaştırma, korkutma, sindirme politikaları uygulanmaya çalışılmaktadır. ANCAK NAFİLE… Kadınların sistemin istediği köleler olmamaları için yürüttüğümüz çalışmalar eğer suçsa; bilinmelidir ki BİZ BU SUÇU İŞLEMEYE DEVAM EDECEĞİZ! Hetroseksist erkek egemen sistemin tüm saldırılarına rağmen; yaklaşık çeyrek asırdır sürdürdüğümüz mücadelemizden, bugüne kadar asla taviz vermedik, bugünden sonra da vermeyeceğiz! Artık mekânımız sokaklar oldu ve modern hapishanelerimize dönmeyeceğiz! “İnadına Mücadele, İnadına İsyan, İnadına Özgürlük!” şiarımızdan geri adım atmayacağız.

Bu gerçeklikler ışığında çatı örgütümüz ATİK’in birinci toplantısında, bu sürece ilişkin belirlediği bir dizi eylemliliklerin Yeni Kadın’ın da eylemleri olduğu bilinmeli ve tüm üyelerimiz bayrakları, pankartları, dövizleriyle eylem alanlarında yerlerini almalıdırlar.

Buna göre; 23 Mayıs’ta Kempten Hapishanesi önünde gerçekleştirilecek olan merkezi mitinge; Güney Almanya, Hessen, Avusturya, İsviçre başta olmak üzere, tüm Yeni Kadın üyelerimiz, aktivistlerimiz mutlaka katılmalı ve en geniş kesimi katabilmek için de özel çaba harcamalıdırlar.

9 Mayıs’ta Nürnberg ve Augsburg, 6 Haziran’da Landshut ve Münih hapishaneleri önlerinde de bölgesel katılımlı mitingler gerçekleştirilecektir. Ancak Yeni Kadın MYK üyemiz Banu Dilan Büyükavcı’nın tutulduğu Münih Hapishanesi önünde 6 Haziran’da gerçekleştirilecek olan mitinge, Güney Almanya, Hessen, İsviçre, Avusturya’da faaliyet yürüten üyelerimiz, aktivistlerimiz başta olmak üzere katabileceğimiz en geniş kesimdeki kadın arkadaşların katılımını sağlayarak kurumumuzun MYK üyesini güçlü bir şekilde sahiplendiğimizi, kadınlar olarak SUSTURULAMAYACAĞIMIZI, SİNDİRİLEMEYECEĞİMİZİ göstermeliyiz.

Her fırsatta demokrasi havarisi kesilen başta Almanya olmak üzere, İsviçre, Fransa devletlerinin yüzlerine taktıkları demokrasi maskesini teşhir etmek için artık mekanımız sokaklar…. Bütün ilerici, devrimci, demokrat kadın kuruluşlarını da bu süreçte YENİ KADIN’ı ve ATİK’i sahiplenmeye çağırıyoruz. Unutulmamalıdır ki bu saldırı sadece ATİK ve Yeni Kadın’a yönelik değil, tüm ilerici, devrimci, demokratların, eşitlik ve özgürlük mücadelesi veren kadınların demokrasi mücadelesinedir. Bu nedenle kurumumuz ATİK ve Yeni Kadın’a yönelik bu dayanaksız saldırıları kitlemizin ısrarcı gücüyle ve dostlarımızın desteğiyle boşa çıkaracağız.

Gerek Almanya’ya Gerek Türkiye’ye Tüm İade İşlemlerinin Derhal Durdurulmasını,

Tutuklu Tüm Yoldaşlarımızın Derhal Serbest Bırakılmalarını Talep Ediyoruz.

ATİK VE YENİ KADIN YALNIZ DEĞİLDİR!