Home >> Haberler >> Avrupa >> Avrupa`nın birçok şehrinde 8 Mart eylemleri gerçekleştirildi

Avrupa`nın birçok şehrinde 8 Mart eylemleri gerçekleştirildi

Haber Merkezi|12.03.2018|8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü vesilesiyle ATİK bileşeni Yeni Kadın`ın da örgütleyicisi olduğu Avrupa`nın birçok şehrinde yürüyüş, panel ve çeşitli etkinlikler gerçekleştirildi.

Efrin için, artan çocuk istismarları için, dünyanın bütün coğrafyalarında kadına yönelik şiddet, taciz, tecavüz ve vahşileşen kadın katliamları için, ucuz iş gücü ve cinsel obje olarak görülen kadınlar için, ayrımcı, homobofik, transfobik ve nefret cinayetleri için, Bu 8 Mart’ta sokaklarda daha fazlayız.

Köln’de 8 Mart mitingi

8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü vesilesiyle Köln Yeni Kadın’ın da aralarında bulunduğu Mücadeleci Kadın Birliği Dom Meydanında 10 Mart günü bir miting düzenledi.

Mitingde 8 Mart’ın doğuşu, sınıf mücadelesindeki yeri, önemi, kadın hakları, kadına yönelik şiddet, tecavüzler, kadın katliamları ve savaşlarda kadın üzerindeki şiddet üzerine birçok kadın örgütü ve birey konuşma yaptı. Eylemde Efrin’e yönelik saldırılarının dozunu artıran işgalci faşist TC’nin savaşı lanetlenirken, Kobanê/Rojava’daki kadının gücünü kendimize örnek alarak yaşamın her alanında haksızlıklara, şiddete, tecavüzlere ve kadın katliamlara karış örgütlü güce dönüştürmek üzerine vurguların da yapıldığı miting müzik dinletisi, çocuk korosu ve sloganlarla son buldu.

Nürnberg`de 8 Mart mitingi

Nürnberg 8 Mart Platformu’nun 10 Mart günü düzenlediği yürüyüş bu yıl daha bir canlı ve kalabalıktı. Bunda her yıl yeni kadın kurumlarının katılmasının etkisi büyük. Üç saat süren yürüyüş boyunca kadınlar hep bir ağızdan „kein Gott, kein Stadt, kein Patriarchat! Frauen kämpfen İnternational gegen Faschismus, gegen Krieg, und Kapital! Jin Jiyan Azadi!“ sloganları attılar.

Toplam 16 örgüt kadın mücadelesinin durumu ve yapılması gerekenler hakkında konuşmalar yaptı. Yeni Kadın’ın merkezi bildirisi de okundu. Efrin”e yapılan saldırıların’da protesto edildiği eylem sona erdi.

Koblenz’de 8 Mart Etkinliği

Yeni Kadın tarafından düzenlenen 8 Mart etkinliklerinden birisi 10 Mart tarihinde Koblenz’de gerçekleştirildi. Panel ve kültürel bölümden oluşan etkinliğe 150den fazla insan katıldı.

Yapılan açılış konuşmasında 8 Mart vesilesiyle tüm kadınlar Yeni Kadın saflarında örgütlenmeye çağrılırken, Yeni Kadın adına mesaj sunuldu.

Yeni Kadın temsilcisi Hülya Onur ve Türkiye’de Kamu Emekçileri Sendikası (KESK) üyesi ve aynı zamanda Almanya Ver.di sendikasının da üyesi Meryem Çağ konuşmacı olarak katıldı. İlk sözü alan Meryem Çağ, Türkiye’de yaşanan süreç hakkında bilgiler verirken, OHAL, KHK ve işlerinden ihraç edilen binlerce işçi, memur ve emekçinin durumuna değindi. Özellikle işlerinden edilen kadınların zorlu süreç yaşamalarına rağmen mücadele ettiklerini dile getiren Çağ, demokrasi mücadelesinin önemine değindi.

Yeni Kadın adına konuşan Hülya Onur, mevcut sistemde erkek egemen zihniyetin kadınlar üzerindeki etkisine değindi. Günlük yaşamdan, meslek ortamından ve aile yaşamından örnekler vererek kadın üzerindeki baskılara değinen Onur, toplumda sistem tarafından oluşturulan militarizmin ilk hedefinin kadın olduğunu, militarist politikalara kadınların karşı durması gerektiğini vurguladı.

Etkinliğin kültürel bölümünde sahne alan Grup Umuda Haykırış, Frankfurt Yeni Kadın Erbane Grubu, Resul Geyik ve Ruşen Ergüzel mars ve türküler seslendirdiler. Etkinliğin sonunda ise Resul Geyik ve Grup Umuda Haykırış tarafından halaylarla coşku doruğa çıktı.

Hannover`da 8 Mart Etkinliği

YDG ve Yeni Kadın’ın organizasyonu ile Hannover’de „Gökkuşağının altından geçmek; LGBTİ+ hareketine giriş“ başlıklı etkinlik 11 Mart’ta gerçekleşti. Yeni Kadın’dan trans aktivist Ozan Uğur’un konuşmacı olarak katıldığı etkinlikte „Benim Çocuğum“ isimli belgesel film gösterildi.

8 Mart vesilesi ile düzenlenen etkinlik YDG temsilcisinin yaptığı konuşma ve saygı duruşu ile başladı. 8 Mart’ın tarihçesine değinen YDG temsilcisi, LGBTİ+’lara yönelik nefret ve ayrımcılığın da erkek egemen zihniyetten beslendiğini söyledi. Açılış konuşmasının ardından söz alan trans aktivist Ozan Uğur, Yeni Kadın ve YDG’nin LGBTİ+’lara yönelik nefret ve şiddetle ilgili politika üretmesinin önemine değinerek Avrupa’da yaşayan göçmenler arasında bu meselelere dair çok fazla etkinlik olmadığını oysa homofobi ve transfobinin Avrupa’da da oldukça yaygın olduğunu söyledi. 8 Mart vesilesi ile böyle bir etkinlik yapılmasının başta eşcinsel, biseksüel, trans, interseks kadınların ve heteroseksüel/natrans olmayan herkesin yaşadığı sorunları görünür kıldığını ve bu sorunlarla mücadele ile patriyarkaya karşı mücadelenin paralel ilerlediğinin altını çizdi. Açılış konuşmalarının ardından „Benim Çocuğum“ adli belgesel film hakkında kısa bir bilgilendirme yapılarak gösterime geçildi.

Filmin ardından yeniden söz alan trans aktivist Uğur, etkinliği homofobi ve transfobi nedeniyle hayatlarını yitirmiş başta seks işçisi trans kadınlar olmak üzere tüm LGBTİ+’lara adadı. LGBTİ+’ların örgütlenme ve mücadele tarihinden bahseden Uğur, LGBTİ+’ların canlılığın var oluşundan bu yana var olduklarını söyledi. Ardından ise LGBTİ+’ların sistematik olarak nasıl kriminalize edildiklerini anlattı. Suç, günah, hastalık tanımlarından özgürlük mücadelesine dönüşen LGBTİ+’ların örgütlenme mücadelelerinin yıllarca kendisini devrimci ya da demokrat olarak tanımlayan kurumlarca da görülmediğini belirtti.

Bugün LGBTİ+’lara bir lütufmuş gibi verilen temel hakların da aslında büyük bedeller ödenerek elde edildiğini söyleyen Uğur, dünyada LGBTİ+’ların bugünkü genel durumunu da anlattı. Hapishanelerde bulunan başta trans tutsaklar olmak üzere LGBTİ+ tutsakların ayrımcılığı daha da katmerli yaşadığını Diren Coşkun örneği üzerinden anlatarak kendisini devrimci ya da demokrat olarak tanımlayan kurumların bu konuda bir adım atması gerektiğini söyledi. Trans aktivist Uğur, homofobi ve transfobiye karşı mücadelenin yalnızca LGBTİ+’ların değil tüm toplumun ve tek tek bireylerin özgürleşmesine vesile olacağına dikkat çekti.

Etkinlik katılımcıların soru ve katkılarıyla devam etti. Katılımcılar kendi deneyimleri üzerinden homofobi ve transfobiye karşı mücadelede LGBTİ+’ların yalnız bırakıldığını ve yakın bir zamana kadar da bu sorunun yakıcılığının farkında olmadıklarını söylediler. Yeni Kadın ve YDG’nin bu etkinliği için teşekkürlerini sundular.

Göttingen`de 8 Mart Paneli Etkinliği 

Anadolu Kültür Merkezi(AKM)’nin organizasyonu ile Göttingen’de „Gökkuşağının altından geçmek; LGBTİ+ hareketine giriş“ başlıklı etkinlik 9 Mart’ta gerçekleşti. Yeni Kadın’dan trans aktivist Ozan Uğur’un konuşmacı olarak katıldığı etkinlikte „Benim Çocuğum“ isimli belgesel film gösterildi.

8 Mart vesilesi ile düzenlenen etkinlik Anadolu Kültür Merkezi’nin açılış konuşması ile başladı. AKM temsilcisi yaptığı konuşmada 8 Mart’ın tarihçesine değinerek her yıl farklı bir temayla düzenledikleri etkinlikte bu yıl LGBTİ+ temasını seçtiklerini çünkü LGBTİ+’lara yönelik nefret ve ayrımcılığın erkek egemen zihniyetten beslendiğini ve bu meselenin her zaman geri plana atılmasından kaynaklı hiç konuşulmadığını söyledi. AKM temsilcisinin ardından „Benim Çocuğum“ adli belgesel film hakkında kısa bir bilgilendirme yapılarak gösterime geçildi.

Filmin ardından söz alan Yeni Kadın’dan trans aktivist Ozan Uğur, LGBTİ+’ların kendilerini nasıl keşfettiklerini ve bu süreçte neler yaşadıklarını anlattı. Filmde de bu konuya sıkça değinildiğini belirten Uğur, LGBTİ+’ların canlılığın var oluşundan bu yana var olduklarını söyledi. Ardından ise LGBTİ+’ların sistematik olarak nasıl kriminalize edildiklerini ve bu ötekileştirme sonunda da nasıl örgütlenip sokağa çıktıklarını anlattı. Amerika’da Stonewall İnn isimli barda trans kadın Rita Hessler’in polise fırlattığı şişe ile başlayan direnişin önemine dikkat çekti.

Bugün LGBTİ+’lara bir lütufmuş gibi verilen temel hakların aslında büyük bedeller ödenerek elde edildiğini belirtti. Dünyada LGBTİ+’ların bugünkü genel durumunu da anlatan Uğur, homofobi ve transfobiye karşı mücadelenin yalnızca LGBTİ+’ların değil tüm toplumun ve tek tek bireylerin özgürleşmesine vesile olacağına dikkat çekti.

Etkinlik katılımcıların soru ve katkılarıyla sona erdi.

Mannheim’da 8 Mart coşkuyla kutlandı!

Mannheim’da 8 Mart; Yeni Kadın, Courage, MLPD ve SKB’den oluşan eylem birliğinin örgütlediği ve 50 kişinin katıldığı miting 11 Mart tarihinde coşkuyla kutlandı.

Kitle saat 11’de toplanmaya başlarken, eyleme; eylem birliği platformunun adına okunan selamlama ile start verildi. Açılış konuşmasında 8 Mart’ın önemine ve çıkış nedenlerine değindikten sonra, katılan Courage, Yeni Kadın ve SKB kadın kurumların konuşmalarına yer verildi. Konuşmalarda özellikle Efrin savaşına, Efrin’de kadınların direnişine ve Türkiye ve Avrupa’da kadınların genel olarak yaşadıkları sorunlara değinildi.

Konuşmaların ardından çalınan mars ve türkülerle ve çekilen halaylarla eylem sona erdi.

Mannheim Yeni Kadın ayni gün birde 8 Mart semineri gerçekleşti!

11 Mart Pazar günü Mannheim Pro Migra Derneğinde 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü için Yeni Kadın üyeleri bir kahvaltı hazırlayıp akabinde ise 8 Mart’ın çıkışını ve bugün halen önemini ve geçerliliğini neden koruduğunu anlatan bir seminer örgütledi.

Kahvaltı ve seminere yaklaşık 40 kişi katılarak yoğun ilgi gösterdi. Yeni Kadın Komitesi adınan bir kişi seminerin açılış konuşmasını yaptı. Dünya genelinde özellikle Efrin’de şehit düşenler şahsında bir dakikalık saygı duruşu yaparak, seminere katılan kadınlara laleler dağıtıldı. Ardından semineri sunması için Yeni Kadın MYK Başkanı Zeynep Çalışkan`a söz verildi.

Zeynep arkadaş, sözlerine; seminere katılan bütün kadınların 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Gününü kutlayarak ve Efrin’de 51 gündür direnenlerin direnişi önünde saygıyla eğildiğini söyleyerek başladı. Sunumunda, kadın işçi sınıfının mücadelesine, bilhassa 8 Mart’ın çıkışı olarak bilinen 1857’deki grev ve kadın katliamının öncesine değindi. Kadın işçilerinin nasıl örgütlenmeye başladığını, ve günümüze dek bu örgütlenmenin hangi şekliyle devam ettiğini ve gelinen aşamada halen niye bir ihtiyaç olduğunu anlatan Yeni Kadın başkanı, konuşmasının devamında Rojava Kadın Devriminine de değinerek, Rojava’da yaşananlardan öğrenecek çok şeyimiz olduğunu sözlerine ekledi.

Verilen ön dakikalık aradan sonra seminere, soru- cevap ve görüş bildirmeyle devam edildi. Katılımcılar, kadın sorunu ve 8 Mart ile ilgili çok farklı noktalardan yola çıkarak sordukları ve belirttikleri düşüncelerle çok canlı ve ınteraktif bir sohbet gelişti. Seminer üç buçuk saati aşan bir süreden sonra sona erdi.

Seminerde Efrin’de yaşanan direnişin 51. Gününde olması sebebi ile ve sürecin güncelliğinden kaynaklı TKP/ML TİKKO Rojava Komutanlığının yayınladığı mesajda okundu.

Villingen`de Sokak Etkinliği

8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü dolayısıyla Courage, Yeni Kadın ve Kürt Kadın Hareketi ile yapılan ön hazırlık sonrasında, 10 Mart cumartesi günü saat 11.00`de Schwenningen çarşı merkezinde bir çadır eylemi gerçekleşti. Açılış konuşmasının ardından her kurum kendi bildirisini okudu. Çadırın oradan geçen insanlarla 8 Mart hakkında konuşmalar yapıldı.

Çadır eyleminde son olarak gitar eşliğinde ekmek ve gül, kobane parçaları okundu. Etkinlik halaylarla sona erdi.

Londra’da 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü Etkinlikleri

İngiltere’nin Londra şehrinde 7 Kadın örgütü (Yeni Kadın, Sosyalist Kadınlar Birliği, Roj Woman, Paz-der, Kırkısraklılar, Alxas-der ve Kasanlılar) 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü için üç ayrı etkinlik örgütledi.

Üç etkinlikten ilki olan Kahvaltı ve Workshoplar 4 Mart 2018 tarihinde gerçekleşti.

Workshoplar üç konu altında “Militarizm, Kadın beyanı ve Rojava Kadın devrimi, öz savunma” ele alındı. Yeni Kadın Londra “Militarizm” konusunu ele alırken, tartışmaların yoğun ve nitelikli geçmesinden kaynaklı, olumlu bir çalışma olarak değerlendirdi. Ayrıca yeni kadınların katılması da oldukça önemli bulundu. Etkinlik sonunda kahvaltı gelirinin Rojava Efrin`e bağışlanacağı duyuruldu.

Sokak gösterisi ise 8 Mart günü Wood Green kütüphane önünde gerçekleşti. Sokak gösterisi, platform adına yapılan bir konuşma ile başlarken, halaylar ile devam etti. Kadınlar “Jin, Jiyan, Azadı” ve “Yaşasın 8 Mart” sloganları ile eylemlerini devam ettirdi. Efrin’de kadınların direnişi selamlanırken, faşist Türk Devletin’in Efrin`e işgal girişimi kınandı.

Son olarak 10 Mart 2018 tarihinde İngiliz feminist örgütlerin her sene organize ettiği “Million Women Rise” yürüyüşüne katılım sağlandı. Yürüyüş Londra şehir merkezinde müzik, dans ve sloganları ile canlı bir şekilde gerçekleşti. Roj Women adına yapılan bir konuşmada Efrin’deki sivil katliamlarında en çok etkilenenlerin kadınlar ve çocuklar olduğuna vurgu yapıldı. Yürüyüş başarı ile sona erdi.

İsviçre`de 8 Mart Etkinliği

Mücadelenin öznesi kadınlar için önemli bir gün olan 8 Mart, birçok ülke ve şehirde olduğu isviçre’de de kutlandı.

Bileşenleri arasında Türkiye’li ve Kürdistan’lı kadın örgütlerinin de olduğu 8 Mart komite 10 Mart tarihinde Hechtplatz’da toplanma çağrısı yapmıştı.

SKB, Kürt Kadın Hareketi, Demokratik Kadın Hareketi ve Yeni Kadın’ında olduğu kadın örgütlerinin oluşturduğu Efrin Kadın Direniş Platformu pankartının 8 Mart’ın ana pankartı olarak en önde taşındığı eylem hechtplatz’dan „Demo Jetzt“ sloganları ile başladı.

Coşkulu sloganlar, alkış ve zılgıtlarla devam eden yürüyüşte önceden belirlenen bazı bölgelerde durularak kısa eylemler gerçekleştirildi.

İlk olarak Paradeplatz ‘da UBS bankasına mor ve kırmızı boyalar atarak protesto edildi ve yapılan kısa konuşmalarla yürüyüşe devam edildi. Eylemin ikinci güzergahı geçtiğimiz yıl 8 Mart eyleminde polisin kadınları 2 saatlik abluka altında tutarak ardından gözaltına aldığı yerdeki binanın duvarına Rojava Kadın Devrimi ile özneleşen Afişi yaptı. Afişin aşılması kadınlar tarafından „Jin jiyan azadı“ sloganları ile karşılandı.

Yürüyüş Helvetiaplatz’a kadar devam etti. Eylemcilerin alana vardığı esnada „Zäme Höch Life“ yazılı pankartı aşan kadınların polis etrafını sardı. Polisin eylemci kadınları inşaatın içinde toplamaya çalıştığı 8 Mart alanında olan kadınların müdahalesi ile bir kısmını gözaltına alamadı. Zürih polisi geçtiğimiz yıl provakasyonu gibi bu yılda 8 mart yürüyüşünde 3 kadını kötü muamele kullanarak gözaltına aldı. Kadınlar sloganlarla polisin gözaltı yaptığı yere doğru giderek kadınların serbest bırakılması için uzun süre bekledi. Zürih polisinin provakasyonuna rağmen uzun bir süre gözaltına aldığı kadınları alandan çıkaramayan polis en sonunda polis yığınağı yaparak 3 kadın’ı adete kaçırarak gözaltına aldı.





















Kaynak: Avrupa