Home >> Kampanyalar >> Dayanışma >> TC’nin rehin siyaseti, Syriza’nın direniş masalı ve kirli pazarlıkların masasında direnen bir devrimci

TC’nin rehin siyaseti, Syriza’nın direniş masalı ve kirli pazarlıkların masasında direnen bir devrimci

Basından | Biri faşist biri ise sözde “demokrat” bir devlet… Ancak her ikisinin ortak bir yanı var. O da söz konusu kendi çıkarları, bekaları söz konusu olduğunda kurallarını kendi oluşturdukları uluslararası sözleşmeleri çiğnemekten geri durmayarak insan hayatı ile pervasızca oynayabilmeleri, rehine siyaseti yürütebilmeleri.

Bahsini ettiğimiz ülkeler Türkiye ve Yunanistan.

(Ki hangisinin faşist uygulamalara imza atan devlet olduğu konusunda kimi zaman kafalar karışsa da, biz şimdilik faşist devlet tanımlaması ile Türkiye’den, sözde “demokrat” tanımlaması ile de Yunanistan’dan bahsettiğimizi belirtelim.)

Bahsini ettiğimiz pazarlıklara konu olanlar ise Türkiye’nin elinde rehin tuttuğu iki Yunan askeri, Yunanistan’da yerleşim almaya çalışan ve 15 Temmuz darbesinde yer alan sekiz Türk askeri ve Yunanistan’ın rehin muamelesi yaptığı Türkiyeli devrimci Turgut Kaya…

TC devleti iki Yunan askerine rehine muamelesi yapıyor

Devletler arası bu kirli pazarlıklar genellikle gizli yürütülmekle birlikte kimi zaman ise resmi yazışmalar aracılığıyla ortaya çıkıyor. Bu açığa çıkan belgelerden birini 6 Temmuz günü, Yunanistan’da ulusal yayın yapan Ta Nea gazetesi manşetten duyurdu. “Ankara’dan bomba. İlk defa sekiz ile ikiyi bağdaştırıyor” diyerek verdiği habere konu olan belge Türkiye’den Avrupa Parlamentosu’na yazılmış bir mektubu konu ediniyor.

NATO Parlamenter Asamblesi (PA) Türkiye Delegasyonu Başkanı Ahmet Berat Çonkar imzalı 31 Mayıs 2018 tarihli mektup Avrupa Parlamentosu Başkanı Antonio Tajani’ye gönderilmiş. Mektupta, Avrupa kurumları Atina’daki 8 Türk subayı ve Edirne’de tutuklu 2 Yunan subayı konusunda çifte standart yapmakla suçlandı. Çonkar mektubunda ayrıca iki Yunan askerinin iadesi için bildiri yayınlayan ancak 8 Türk subayının Türkiye’ye iadesiyle ilgili ise benzer bir girişimde bulunmayan Avrupa Parlamentosu’nu eleştiriyor.

Ayrıca Yunan Avrupa Parlamenteri Eva Kaili de 28 Mayıs’ta Varşova’da yapılan toplantıda NATO Genel Sekreteri’ne iki Yunan askeri Angelos Mitretodis ve Dimitris Kouklatzis’in serbest bırakılması konusunu dile getirdiği için hedef gösteriliyor.

Mektubun son bölümünde yer alan “Türk makamlarının ve Türk toplumunun sekiz katilin derhal iade edilmesini beklediğini ve tutuklu iki Yunan askerinin ise Türkiye’de adil yargılanacağını temin ettiğimizi belirterek mektubumu noktalamak istiyorum” ifadeleri ise faşist TC devletinin iki Yunan askeri meselesini rehine mantığıyla ele aldığını kanıtlıyor.

Yunanistan’ın rehinesi: Turgut Kaya

Peki, TC devleti iki Yunan askerini rehin tutuyor da, sözde “demokrat” Yunan devleti, elinde rehine tutmuyor mu?

Eğer 8 darbeci Türk askeri üzerinden, ki daha önce iki Türk askerine ve son olarak da üç gün önce bir Türk askerine daha oturum verdiğine bakılırsa, Yunanistan Türk devletinin baskılarına rağmen uluslararası sözleşmelere direniyor, Erdoğan ve ataşelerinin ateş püsküren saldırganlığına göğüs geriyor diyebiliriz.

Malum kolay değil 80 milyonluk bir ülkeyi hapishaneye çevirerek buraya saray kuran Erdoğan gibi bir diktatöre, devrim ve demokrasi konusunda ciddi bedeller ödemiş ve bu konuda kazanımlar da elde etmiş 11 milyonluk bir ülkeye “demokrat” kimliğinden taviz vermeden hükümet ederek kafa tutmak!

Ancak ne zaman yüzler sokağa dönerse, orada bir gerçekliğe çarpacak, Yunanistan’a hükümet eden “demokrasi havarisi” Syriza’nın TC faşizmine karşı “direniş masalı” sönecektir. O durumda Syriza’nın demokratlığının sözde kaldığı ve kirli pazarlıklar için TC faşizmi gibi rehine pazarlığı yürüttüğü görülecektir.

O gerçek, 39 gündür Türkiye’ye iade edilmemek için bedenini açlığa yatırmış Türkiyeli devrimci Turgut Kaya’dır.

Turgut Kaya hala pazarlık konusu

30 Mayıs’ta Yunanistan’da Yüksek Mahkeme tarafından hakkında ikinci kez Türkiye’ye iade kararı verilen Türkiyeli devrimci Turgut Kaya, bunu protesto etmek ve bir an önce serbest bırakılmak için açlık grevi direnişine başlamış, bu direniş boyunca hem Syriza hem de son kararı verecek olan Yunanistan Adalet Bakanlığı sessizliğini korumuştur.

15 Mayıs’tan bu yana ise sokaklarda olan Turgut Kaya’nın yoldaşları ve dostları da Yunanistan makamlarının bu sessizliğini parçalamak adına sayısız eylem ve görüşme gerçekleştirmiş, Yunanistanlı ve Avrupalı devrimci, demokrat kurumlar harekete geçmiş, Yunan makamları sözlü bir şekilde iadenin gerçekleşmeyeceğini söylese de bu konuda tek bir resmi adım atılmamıştır.

Bu oyalamanın tek bir anlamı vardır; o da Yunanistan’ın iki Yunan askerine karşı elindeki rehine muamelesi yaptığı Turgut Kaya’yı hala pazarlık konusu ettiğidir. Keza Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Yunanistan Başbakanı Tsipras’ın gelecek hafta NATO toplantısı çerçevesinde görüşmesinin bu konular çerçevesinde gerçekleşeceği biliniyor. (Özgür Gelecek Gazetesi)


Kaynak: Tutsaklar