Home >> Haberler >> Avrupa >> Stuttgart’ta ‘’Dayanışma’’ başlığı ile tutsaklarla dayanışma paneli düzenlendi!

Stuttgart’ta ‘’Dayanışma’’ başlığı ile tutsaklarla dayanışma paneli düzenlendi!

STUTTGART |16.02.2019| Stuttgart’ta ATİK, MLPD, Rote Hilfe ve Zusammen Kämpfen tarafından ‘’Dayanışma’’ başlığı ile tutsaklarla dayanışma paneli düzenlendi. Münih Komünistler Davasında Nisan 2015’den beri tutuklu bulunan ve 17 Ekim 2018’de serbest bırakılan Erhan Aktürk ve dava avukatlarından Stephan Kuhn’da katıldı.

Panel Moderatörü tarafından yapılan açılış konuşması ile panel başladı. İlk olarak söz Aktürk’e verilirken Aktürk hapishanede uzun süre izolasyonda tutulduğundan bahsetti. İzolasyonun emperyalizmin ‘beyaz işkencesi’ olduğunu vurgulayan Aktürk sözlerine şöyle devam etti: ‘’Devrimcilere yönelik gerçekleştirilen bu saldırıların arkaplanında faşist tc devleti ile alman emperyalizminin askeri ve ekonomik ilişkileri bulunmaktadır.’’

Aktürk sayı ve verilerle devam eden konuşmasında Türkiye’de ucuz iş gücü ve ucuz enerji kaynaklarının bulunması ile birlikte geliştirilen ilişkiler sonucu faşist TC devletine en yoğun silah aktarımını sağlayan ülkelerin başında alman devletinin geldiğini vurguladı.

Ardından söz hakkı Münih Komünistler Davası avukatlarından Stephan Kuhn’a verildi. Kuhn özellikle TKP/ML dava tutsaklarından hiçbirinin yaşamlarına ilişkin savcılık tarafından iddia olarak bir suçun bulunmadığını belirtti. Münih davasında TC devletinin sunduğu veriler ve yandaş medyanın değerlendirmelerin ağırlıklı olarak belge olarak yer adlığı vurgulandı. Tutsakların alman dışiliklileri çıkarları sonucu tutuklu bulunduğunu belirten avukat Kuhn  129b gibi yasaların kriminalize etme amaçlı olduklarınu vurguladı.

Solikreis G20 ve Rote Hilfe tarafından yapılan konuşmalarda ise G20 eylemlikleri sonrası başlatılan ’insan avı’na değinilirken yürürlüğe sokulan ‘Yeni Polis Yasaları’ üzerinden alman devletinin hedeflerine değinildi. Keyfi hareket tarzının alman polisinde bu yasalar ile gelişmesi aktarılırken bu tarz yasaların ve müdahalelerin insan haklarına yönelik bir müdahale olduğu söylendi.


Kaynak: Avrupa