Home >> Haberler >> Türkiye >> Savunma Avukatlarından Erhan Aktürk İçin Açıklama

Savunma Avukatlarından Erhan Aktürk İçin Açıklama

Münih|19.10.2018| Erhan Aktürk’ün “Münih Komünistler Davası” kapsamında serbest bırakılmasına ilişkin savunma Avukatları tarfından bir açıklama yapıldı. Yapılan açıklamayı olduğu gibi yayınlıyoruz.
Münih’teki Kumünistler Davası’nda bir tutuklama emri daha kaldırıldı – halen üç sanık tutuklu bulunuyor.
Münih’teki Komünistler Davası’nda bu gün bir sanığın daha tutuklama emri kaldırıldı; bununla Erhan Aktürk serbest bırakıldı!
Erhan Aktürk’ün 3 ½ yıldan fazla süren gözetim tutukluluğundan serbest bırakılmasına sevindik. O’nun tutukluluğu ilk dönemler tecrit koşullarında yürütüldü, ki bu Uluslararası Af Örgütü’nün (ai) kriterlerine göre Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 3. maddesi anlamında sakıncalı bir durum teşkil etmektedir. Erhan tamamen boşaltılmış bir hücreler bölümünde tutulmaktaydı ki buranın “havaladırması” olarak adlandırılan alana kendine özgü bir yolla çıkılıyordu. Kendisi -tutsakların bu koşullarda tutulduğu ve “ölü bölüm” tabiri ile anılan- bu bölümde 23 saat boyunca hücrede kapalı tutulmuş ve tüm sosyal ilişkilerden tecrit edilmişti. Somut olarak bu biçimde düzenlenmiş bu tutukluluğa “tecrit işkencesi” denilebilir.
Erhan Aktürk’ün serbest bırakılmasıyla birlikte on sanıktan yedisi özgürlüğüne kavuşmuş oluyor. Müslüm Elma, Deniz Pektaş ve Seyit Ali Uğur ise halen tutuklu bulunuyorlar.
Bu günkü tahliye ile ceza dairesi, savunmanın tutuklama emirlerinin kaldırılmasına yönelik defalarca yönelttiği talebe kısmen karşılık vermiş oldu. Sanıklara Ceza Yasasının 129b maddesi anlamında yurt dışında bir terör örgütünde üye olma ithamında bulunulmaktadır. Türkiye Komünist Partisi/Marksis-Leninist(TKP/ML)’nin yurt dışı komitesi oldukları iddia edilmektedir. Ne sanıklara ve ne de örgüte Almanya’da somut olarak işlenmiş bir suç fiili yüklenmektedir. Sanıklar alehine yürütülen bu davanın iptal edilmelidir, Adalet bakanlığı’nın takibat yetkisi geri alınmalıdır. Alman makamlarının Türk makamları, özellikle de Türk adli kurumları ve polisi ile olan ortak çalışması kabul edilemez. Türk makamlarında keyfiyet ve işkence hakimdir. Alman devleti Türkiye’deki diktatörlük şartlarını kendi dış ve iç siyasi menfaatlerini kabul ettirmek için kullanmaktadır. Buna son verilmelidir!

Kaynak: Munich davasi