Home >> Haberler >> Avrupa >> Pandemide Kadına Yönelik Şiddet Derinleşti, Direniş Küreselleşti Direnişe Çağrıdır 8 Mart

Pandemide Kadına Yönelik Şiddet Derinleşti, Direniş Küreselleşti Direnişe Çağrıdır 8 Mart

Yerküremizin bütün coğrafyalarında işçi, emekçi kadınlar olarak 111 yıldır, 8 Mart’ı aynı heyecan ve coşkuyla kutluyoruz. Çünkü 8 Mart; kadın emeğinin öne çıktığı ve kadınların tarihler boyudur tiranlara karşı verdikleri can bedeli mücadelenin simgeleştiği gündür. Bugün kapitalizm, Covid 19 pandemisini gerekçe göstererek “tedbir” adı altında dayattığı yöntemlerle, toplumu yeniden dizayn ederken, haklarımıza ve kazanımlarımıza saldırdığı gibi, değerlerimize de saldırıp içlerini boşaltmaya çalışmakta. 8 Mart’ta bu saldırıdan payını alırken, içi boşaltılıp sıradanlaştırılmak istenmekte. Oysa 8 Mart’ı yaratan koşullar, Marx’ın deyimiyle, “sermayenin her gözenekten kir ve kan damlatarak” büyüdüğü zamanlara denk gelmekteydi. Tam da o süreçte 8 Mart; Clara Zetkin tarafından kadınların verdikleri direniş destanlarına atfen, dünya kadınlarına armağan edildi. Tüm dünyada işçi, emekçi kadınlar olarak, patriarkal kapitalizme karşı verdiğimiz hergünkü mücadelemizi, kavgamızı, direnişlerimizi; her 8 Mart’ta sokaklarda hep bir ağızdan öfkeyle haykırdığımız isyan ve taleplerimizle daha görünür kılıyoruz. Çünkü biliyoruz ki 8 Mart; bütün bir yıl süren emeğin özgürleşmesi ve toplumsal cinsiyet eşitliği mücadelemizin daha bir görünür kılındığı, dayanışmanın, birlikte mücadele etmenin öneminin daha fazla bilince çıkartıldığı gündür..

Pandemi Toplumsal Cinsiyet Eşitsizliğini Derinleştirdi;
“Sermayenin her gözenekten kir ve kan damlatarak büyüdüğü zamanlar” dayız yine… Yüzyıllardır can bedeli verdiğimiz mücadelelerle elde ettiğimiz kazanımlarımız, pandemide teker teker budanmaya çalışılmakta. Kadınlar olarak evden çalışma sistemiyle dört duvar arasına sıkıştırılıp, ücretsiz bakım ve ev işleriyle omuzlarımızdaki yük ağırlaştırılarak emeklerimiz daha da değersizleştirilirken, sosyal yaşamdan uzaklaştırılıp örgütlenme hakkımız da engellenmekte. Esnek, yarı zamanlı, güvencesiz işlerde ucuz işgücü olarak çalışırken, pandemi sürecinde bu iş yerlerinin kapanmasıyla kadınlar yoksulluğun girdabında kayboldular. Görülmemiş bir hızla yükselen enflasyon karşısında işçi ve emekçilere 0 zam uygulaması, en fazla evde mucizeler yaratmak zorunda kalan kadınları madur etti. Emekli maaşları ise yaşamı idame ettirebilmekten çok uzak… Pandemiyle daha da derinleşen toplumsal cinsiyet eşitsizliği sonucu, kadına yönelik şiddet ve kadın katliamları hızla yükseldi. AB devletlerinin önemli bir bölümünde sağcı, ırkçı yapılanmalar asker, polis, istihbarat birimlerinde örgütlenip devletlerin parlamentolarında yer alırken, ırkçılığın yükselmesi en çok biz kadınları tedirgin etmektedir. Çıkartılan yeni “güvenlik yasaları” ile susturulmuş bir toplum yaratılmaya çalışılırken, uygulamalar daha fazla kadınlar üzerinde yoğunlaştırılarak kadınların siyasette yer alma, politika yapma hakları gasp edilip, sokaktan eve çekilmeleri mesajı verilmek isteniyor. Almanya’da MLPD genel başkanı Gabi Fechtner gibi istihbarat birimlerinin takiplerine maruz bırakılarak veya Avusturya’da milletvekili Berivan Aslan gibi MİT’in suikast listelerinde hedef gösterilerek korkutulup, susturularak hizaya getirilmeye çalışılıyoruz. Nazdar Ecevit örneğinde olduğu gibi, politik mülteci kadınların sığınma hakkı talebi tanınmak istenmiyor. Mülteci kamplarındaki kadınlar güvencesiz ortamdan kaynaklı sürekli tedirgin yaşamaktalar ve sıklıkla ırkçı saldırılara maruz kalmaktalar. Ortadoğu başta olmak üzere dünyanın birçok coğrafyasını kan gölüne çeviren emperyalist barbarlar, şimdilerde de Ukrayna halkını emperyalist savaşların acımasız yüzüyle karşı karşıya getirmeye çalışıyorlar.

Direnişe Çağrıdır 8 Mart
Tarihler boyudur olduğu gibi bugün de tüm saldırılara rağmen kadın mücadelesi ve dayanışması büyüyor. Kadınlar; kendilerine layık görülen biat kültürünü reddedip, toplumsal mücadele içinde kadın olarak yerini almak, özgürce yaşamak için dayanışmayı büyüterek mücadeleyi ortaklaştırıyorlar. Yüreklerini, ellerini birleştirip, birbirlerine umut olup, Rosalar, Claralar, Mirabeller gibi kendilerini köleleştiren sisteme baş kaldırıyorlar… Toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması, kadın emeğinin görünür olması, eşit işe eşit ücret, 8 Mart’ın resmi tatil olması vb taleplerle, her 8 Mart’ta dünyanın bütün coğrafyalarından sesleri yükselmekte… Dolayısıyla bu 8 Mart’ta da emperyalizmin tüm saldırılarına inat; haklarımız, hayatlarımız, emeğimiz, onurumuz ve geleceğimiz için, kendi renklerimiz ve taleplerimizle sokakları gökkuşağına çevirirken, aslında her gün süren direnişlerimizi eş zamanlı görünür kılıyor, isyanlarımızı ve taleplerimizi hep bir ağızdan haykırarak mücadelemizi ve kazanımlarımızı büyütüyoruz…. Amerika’dan Afrika’ya, Avrupa’dan Asya’ya, Ortadoğu’ya kadınlar birbirlerinin deneyimlerinden öğrenip, birbirlerine güç vererek “Direnişe Çağrıdır 8 Mart” şiarını haykırıyorlar!
 YAŞASIN 8 MART!
 8 MART RESMİ TATİL OLACAK!
 EŞİT İŞE EŞİT ÜCRET!

YENİ KADIN


Kaynak: Avrupa