UPOTUDAK online Uluslararası Politik Tutsaklarla Dayanışma Komitesi
“Dünyada binlerce kadın, çoğunluğu en yakınındaki erkekler (eş, baba, eski eş, sevgili vb.) tarafından katlediliyor. Kadınların yaşam hakkı, patriarkal kapitalist sistemin yarattığı erkek egemen zihniyet tarafından ellerinden alınıyor.
Erkek Şiddeti Mine’yi de Aramızdan Aldı;
Almanya’nın Duisburg şehrinde yaşayan Ercan E. İsimli bir adam polise başvurarak, 26 yaşındaki eşi hemşire Mine O.’nun 7 Eylül akşamı Kasslerfeld’e yaşayan arkadaşına gittiğini, ancak uzun zamandır eşinden haber alamadığını, arkadaşına da ulaşamadığını, eşi için endişelendiğini bildirdi. Polisin yaptığı araştırmalarda; Mine’nin kız arkadaşının, uzun süredir Almanya’da yaşamadığı ortaya çıktı. Polis Mine’nin hayatından endişe ederek, kayıplar listesinde resmini yayınladı ve bulunması için çalışma başlattı. Bir süre sonra Ercan E.’nin garajından gelen kötü kokudan kaynaklı, komşularının polise yaptıkları ihbar sonucu, garajı arayan polis ekipleri cesede ulaşamasalar da; ihbar Ercan E. hakkındaki şüpheleri artırdı. Gözaltına alınan Ercan E. polisteki sorgusunda, eşi Mine’yi üç ay önce öldürdüğünü itiraf ederek cesedi gömdüğü yeri tarif etti. Tarif edilen ormanlık alanda yapılan kazı sonucunda, Mine O’nun cansız bedeni bulundu. Beş yaşında bir çocuk annesi olan Mine’nin ölüm nedeni, yapılacak detaylı incelemelerden sonra belli olacak.
Erkek Egemen Sistem Kadınların Yaşam Alanlarını Gasp ediyor
Erkek egemen zihniyetin hüküm sürdüğü hiçbir coğrafyada biz kadınlar için güvenli alan yok. Sistemin ürettiği, beslediği, koruduğu patriarkal sistem kadınların, çocukların, LGBTİ+ bireylerin sürekli yaşam alanlarını daraltmakta, en güvenli yer olarak düşünülen ev içinde, en yakınları olan erkekler tarafından şiddete maruz kalıp, yaşamları gasp edilmekte.
Her gün şiddetini arttırarak devam eden tacizler, tecavüzler, katliamlar ve şiddetin tüm türevleri, demokrasinin beşiği olarak bilinen Avrupa coğrafyalarında da hiçte küçümsenemeyecek boyutlardadır…
Emperyalist patriarkal sistem; şiddeti hayatlarımız da sıradanlaştırmaya, normalleştirmeye çalışıyor. Biz kadınları kimliğimize, emeğimize, bedenimize yabancılaştırarak, sınırlarını ve kurallarını kendisinin belirlediği toplumsal cinsiyet rolünü itirazsız kabul etmemizi istiyor.
Kadınlar Birlikte Güçlü
Ancak nafile… Tüm bu saldırılar, baskılar, katliamlar karşısında kadınların mücadelesi ve dayanışması büyüyerek sınırları aşıyor… Kadınların dünyanın herhangi bir coğrafyasında düzenlediği eylem, diğer coğrafyalardaki kadınları da harekete geçirerek, eylemlerin sözü ve biçimleri zenginleştiriliyor, farklı gündemlerle ortaklaştırılıyor.
Elbette biliyoruz ki; dünden bugüne kadına yönelik şiddeti, katliamları ortadan kaldırmak mümkün olmayacaktır… Ama acılarımızda, yaşadığımız haksızlıklarda, adaletsizliklerde, cinsiyet ayrımcı politikalarda-yasalarda, devletin, dinin üzerimizde estirdiği zalimane baskılarında, emperyalist çıkar savaşlarında, emek sömürüsünde biz kadınların ortak yanları çoktur. Böylesine çok yönlü bir saldırı furyasını, ancak hep birlikte yaratacağımız güçlü bir kadın mücadelesi ile parçalayabiliriz. Tam da bu nedenle haklarımız, hayatlarımız ve onurumuz için kadın mücadelesini büyütmeye zorunluyuz, başka bir seçeneğimiz yok… Unutmamalıyız ki; BİRLİKTE GÜÇLÜYÜZ!
Yeni Kadın olarak; yaşam alanlarımızı daraltan, nasıl yaşayıp ne zaman öleceğimize karar veren emperyalist erkek egemen sisteme karşı bir kez daha insanca yaşamdan, adil ve kadınların korkusuzca yaşayabileceği bir dünyadan yana olan tüm kadınları sokağa, Mine’nin haykıran sesi olmaya çağırıyoruz… Mine için adalet yerini buluncaya kadar sokakları terk etmeyeceğiz.
Kadın kırımına (feminicide) karşı bir kez daha Mine için haykırıyoruz:
- Bir Kişi Daha Eksilmeyeceğiz!… Ni Una Menos!
- Katledilen Kadınlar İsyanımızdır!
- Yaşasın Kadın Dayanışması!
- Jin Jiyan Azadi!“
Kaynak: Avrupa
