Home >> Haberler >> Avrupa >> Ekim Devrimi Işığında Kadınlar İsyanı Büyütüyor

Ekim Devrimi Işığında Kadınlar İsyanı Büyütüyor

Dominik Cumhuriyeti’nde Trujillo diktatörlüğüne karşı yıllarca mücadele eden Mirabell kardeşler, 25 Kasım 1960’ta diktatörlüğün kolluk güçleri tarafından tecavüz edilerek katledilldiler. 1981’de, Latin Amerika Kadın Kurultayı’nda 25 Kasım; „Kadına Yönelik Şiddete Karşı Mücadele Ve Uluslararası Dayanışma Günü“ olarak ilan edildi… O günden günümüze kadınların mücadelesi daha büyümüş olsa da, daha fazla deney, tecrübe, birikim edinmiş olsak ta; Dünya’nın her yerinde kadına yönelik her türlü şiddet hala tüm acımasızlığıyla varlığını sürdürmekte…

Tek Bir Kişi Daha Eksilmemek İçin

Dünyanın hangi coğrafyasında yaşarsak yaşayalım, dünya genelinde milyarlarca kadın, toplumda yok sayılıyor, ucuz iş gücü ve cinsel obje olarak görülüyor, evden çalışma hayatına, sokaktan okula her yerde tacize/ tecavüze uğruyor, şiddetin her türevini görüyor, katlediliyor… Devletlerin militarist/ patriarkal politikaları, kadınların yaşamını tehlikeye sokuyor ve kadınlar bu politikaları yaşamları ile ödüyorlar. Ülkelerin sosyal/ ekonomik gelişmişlikleri ile ilgili bazı farklılıklar olsa da, öz değişmiyor.

Erkek egemen sistemin yarattığı toplumsal kültür, erkeğe kadının bedeni, davranışları, yaşamı hakkında kontrol ve karar hakkı tanıyor. Erkek; bu toplumsal rol üstünlüğünden aldığı güçle, kontrol edemediği kadını her türden şiddet uygulayarak hizaya getirme, katletme hakkını kendinde buluyor. Geçtiğimiz Ağustos sonunda Almanya’da Saray Güven’i, İstanbul/ Pendik’te 17 yaşındaki lise öğrencisi Helin Palandöken’i ve daha nice kadınları aramızdan alan zihniyet aynı idi… Helin o çok genç yaşına rağmen; “Kadınlar olarak isteklerimiz; yaşamak, taciz edilmemek, tecavüze uğramamak“ diyordu.. Ne yazık ki gücümüz, mücadelemiz, birçokları gibi Saray’ı da, Helin’i de korumamıza yetmedi… Tek bir kişi daha eksilmemek için, öfkemizi bilincimizle bileyerek direnişimizi inatla büyütüyoruz.

Erkek egemen emperyalist sistem kadına düşman

Egemenler, ezilen toplumu hizaya getirmek için başvurdukları her türlü baskı ve saldırıya rağmen, ilericileri, devrimcileri, aydın, demokrat insanları istediği kalıba sokamayınca, en küçük bir hak arama mücadelesinde dahi, “terörist” ilan ederek ya katlediyor, ya da hapishanelere atıyor.

Türkiye’de de OHAL kapsamındaki KHK’larla mesleklerinden ihraç edilen Nuriye Gülmen ve Semih Özakça, bir yılı aşkın süredir direnişteler… Ankara’da ‘İşimi Geri İstiyorum’ diyerek başlattıkları oturma eylemini, kesintisiz işkenceli gözaltılar ve devletin taleplerine duyarsız kalması nedeniyle 72. günde Açlık Grevine dönüştürdüler. Çok insani bir taleple, ekmek ve iş için direnseler de, “terörist” ilan edilerek Açlık Grevinin 72. gününde hapse atıldılar. Semih bir ay önce tahliye edildi, direnişini dışarıda sürdürüyor. Nuriye ise bir hastane bodrumunda hala tutsak.. Açlık Grevi 260 lı günlerde.. Nuriye aylardır topluma gösterilmemekte, sağlık durumu bahane edilerek mahkemelere çıkartılmamakta ama, gün ışığı görmeden, sağlığa elverişli olmayan bir ortamda mahkümiyetinin devam etmesinde sakınca görülmemekte… Nuriye’nin toplumun gözünden uzak tutulması, onun küçücük kalan bedenine rağmen gösterdiği iradenin, yüzündeki gülüşün toplumda yaratacağı etkiden korktukları içindir.

Sistemin kadına yönelik özel düşmanlığını biliyoruz.. Nuriye’ye de bütün tutsak kadınlar gibi, bu düşmanlıktan payına düşenin yaşatıldığının, öç alma mantığı ile yaklaşıldığının farkındayız…

Sevgili kadın arkadaşlar;

Ekim Devrimi’nin 100. yılında, öncelimizdeki kadınların can bedeli mücadelelerinden öğrenip direniş mirasımıza sahip çıkarak, kendi mücadele tarihimizi doğru okuyup bilincimizi derinleştirerek, kadına yönelik şiddet politikalarına karşı örgütlü bir set oluşturmak, tarihin omuzlarımıza yüklediği görevdir.

Daha fazla SARAY’ları, HELİN’leri omuzbaşlarımızdan yitirmemek, tek bir kişi daha eksilmemek için…

Onurlu, insanca bir yaşam adına, NURİYE’nin yaşamına sahip çıkabilmek için…

Öncelimizdeki mücadeleci kadınların kazanımlarını daha büyütebilmek için…

Gelecek kuşaklardaki kadınlara daha iyi bir dünya bırakabilmek için…

25 Kasım Mücadele Ve Dayanışma Günü vesilesiyle, Yeni Kadın adına, bir kez daha öfkemizi bilinçle bileyerek, örgütlü mücadelemizi büyütmeye çağırıyoruz…

· Saray, Helin ve Erkek Şiddetinin Aramızdan Aldığı Kadınlar Mücadelemizde Yaşıyorlar…

· Nuriye Gülmen ve Tüm Politik Tutsak Kadınlar Onurumuzdur!

· JIN, JİYAN AZADÎ


Kaynak: Avrupa