Home >> Haberler >> Avrupa >> Devrimci Sanatçı Yılmaz Güney Ölümünün 35. Yılında Hamburg’ta Anıldı

Devrimci Sanatçı Yılmaz Güney Ölümünün 35. Yılında Hamburg’ta Anıldı

Hamburg|23.09.2019| ATİF Hamburg tarafından yıllardır düzenli olarak gerçekleştirilen etkinlikle halkın sanatçısı  Yılmaz Güney anılıyor.Bu yıl ölümünün 35. yılında Hamburg’ta tertip edilen etkinlik ‘‘ Avrupa’da gelişen Irkçılığa karşı Devrimci Sanatçı Yılmaz Güney’i anıyoruz. ’’ şiarı ile gerçekleştirildi. Ön hazırlıkları aylar öncesinden başlatılan etkinliğe ilgi yoğun oldu. Kitlesel geçen etkinliğin programında yer alan sanatçı Arzu Şahin , Avukat Gabriele Heinecke , sanatçı M.Ali Alabora , Grup Cemre ve Yeni Kadın Korosu dışında Black Community adına konuşmacıda söz aldı.Programa Yılmaz Güney’in hayatı üzerine hazırlanan sinevizyonla saat 15’te başlandı.Ardından gerçekleştirilen saygı duruşu ile farklı bir Dünya’nın mümkün olduğu inancı ile mücadelede ölümsüzleşenler, Halkın sanatçısı  , halkın savaşçısıdır şiarını ilke edinenler anıldı. Saygı duruşu akabinde açılış konuşması gerçekleştirildi. Yapılan konuşmada öne çıkan bölümler şu şekildeydi;

‘‘Devrimci Sanat ve Edebiyatın susmayan sesi Yılmaz Güney’i ölümünün 35.yılında andığımız bu dönemde dünyanın bir çok ülkelerinde faşizm ve ırkçılık hızlıca yükselmektedir.Türkiye ve T.Kürdistan’ın da en ufak bir toplumsal muhalefet bile şiddetle bastırılmakta, Diyarbakır, Mardin ve Van’da olduğu gibi halkın iradesi ile seçilmiş Belediye başkanları bir  talimatla görevlerinden alınmaktadır.Faşist AKP-MHP iktidarı ellerinde bulundukları iktidarı kayıp etmemek için,başta Kürt ulusu olmak üzere, her türlü ilerici,devrimci, demokrat ve yurtsever örgütlere yönelik saldırılarını artırarak devam ettirmektedir.Bu günkü iktidar öyle  korkak ve tahammülsüz ki,CHP İstanbul il Başkanı Canan Kaftancıoğluna, 5 yıl önce atmış olduğu Twitter  paylaşımından dolayı 10 yıl cezaya çarpıtmaktadır.Kısacası biat etmeyen her kese düşman muamelesi yapmaktadır.Yine bu iktidar;Grup Yorum örneğinde olduğu gibi, sanata, doğaya ve güzel olan her şeye düşman.’’

Ayrıca etkinliğin ana temasında yer alan Avrupa’da gelişen ırkçılığa ilişkinde ‘‘Avrupa’nın bir çok ülkesinde de her geçen gün artarak yükselen Faşizm ve Irkçılık,önce beli aralıklarla gerçekleştirilen sivil faşist saldırılarla kendisini gösterdi.Sonra giderek yaygınlaşmaya ve örgütlü bir karakter almaya başladı.Faşist Partiler yerel ve genel seçimlerde oylarını belirgin bir biçimde artırarak somut bir güç haline geldiler.’’ denilerek Avrupa’dan güncel siyasi olaylarla örnekler verildi.

Daha sonra sahneye ilk olarak Yeni Kadın Korosu aldı. Dinleyicilerin beğeni ile takip ettiği sahne performansından sonra Yeni Kadın Korosu sahneyi Hamburg’un aldığı politik davalarla tanınan Avukatı Gabriele Heinecke bıraktı. Avukat Heinecke yaptığı konuşmada Avrupa gelişen ırkçılığa değindi. Mültecileri ‘‘Sorun’’olarak gören ırkçı popülist partilerin yükselişine ve kapitalist sistemin krizlerine değindi.Yükselen faşizme karşı toplumsal aydınlanmanın gerektiğini söyledi.Daha sonra Hamburg’ta müzik çalışmalarını sürdüren Grup Cemre sahne aldı. Beğeni ile dinlenen eserleri seslendiren Grup Cemre’den sonra 20 dakikalık ara verildi.Aradan sonra Siyah Komite ( Black Community) temsilcisi söz hakkı alarak son yıllarda Afrikalı göçmen yada göçmen kökenlilerin yaşadığı ırkçı saldırılara değindi. Oury Jalloh davasına değinerek bu davanın yıllar geçtikten sonra bile üstü örtülmeye çalışılmasına vurgu yaptı.

“SADECE SANATÇI DEĞİL, HERKES POLİTİK OLMAK ZORUNDADIR“

 Daha sonra konukların alkışları eşliğinde M.Ali Alabora söz hakkı verildi. Sanatçı M. Ali Alabora gerçekleştirdiği konuşmada Gezi Direnişi sonrası oluşan sürgün hayatını dinleyicilerle paylaştı.Sanatçı Alabora yaptığı konuşmada öne çıkanlar şu şekildeydi;

‘‘Galler’de yaşıyorum.Büyük Britanya’nın batısında.Gallerce denilen bir dil var uzun yıllar sonra mücadele ile yine bu dil yaşatılmaya çalışılıyor. Bir yerden tanıdık geldi mi?Egemen devletler her yerde aynıdır. Galler’de sanat yapıyorum, edebiyat okumaları yapıyorum. Kendi işlerimizi yurt dışında da üretmeye devam ediyoruz. Sanatçı yaşadığı, gittiği yerin derdini kendisine dert eden biridir, Türkiye’nin derdini kendimize dert ettiğimiz gibi.Klişelere hep birlikte karşı olunmalı. Birbirimizi düşünsel anlamda provoke etmeliyiz, diyalog ile ancak herşeyi çözebiliriz. Sanatçı devrimci olmalıdır, halkın yanında olmalıdır, ne münasebet! Hiç mi politik olmamış sanatçı görmedik. Hiç mi görüşlerini beğenmediğimiz ancak bestelerini dinlediğimiz sanatçı olmadı. Bir sanatçının görüşlerine karşı olabiliriz ancak sanatını beğendiğimiz kişiler hayatımızda olmuştur hep.Aykırı, deli, tuhaf, bize uymayan olursa değişir hayat. Sadece kendimiz gibi bir hayat temenni edersek olmaz. Örneğin yaşadığımız kentte en garip tuhaf yerleri ziyaret edelim.’’

Son olarak etkinliği düzenleyenlere teşekkür ederek ; ‘‘Ne kadar aykırı olursak o kadar faşizm olmaz.Egemenler tarih yazar doğrudur. Fakat bazen bir adam çıkar ve mazlumun hikayesini yazar. Nazım Hikmet Şehy Bedrettin’i yazmasaydı, Yılmaz Güney’in filmleri, sanatçılığı olmasa mazlumların hikayesini nasıl bilecektik, öğrenebilecektik? Her ikisi de sanatını klişeler ile değil, çağdaş anlatım ve sanat teknikleri ile icra ettiler. O halde bizler de kendi hikayelerimizi yazmaya, anlatmaya devam edelim. Ancak o zaman zalimlere kalmaz bizim ülke.’’  konuşmasını tamamladı.

Sanatçı Mehmet Ali Alabora’dan sonra güzel türküleri  ile Arzu Şahin sahne aldı. Uzun süredir dinleyicileri ve sevenleri ile Hamburg’ta  buluşamadığını dile getiren sanatçı etkinliği düzenleyenlere teşekkür etti. sergilediği sahne performansı kitlenin beğenisini aldı. Düzenlene etkinliğe Die Linke Hamburg Milletvekili Cansu Özdemir , Hamburg Yeşiller milletvekili Filiz Demirel’de katılarak destek sundu.

Etkinliğe sunulan mesajlarda kitleyle paylaşıldı. Açılan stantlara da katılımcıların verilen arada ilgisi oldu. Saat 15’te başlayan etkinlik 19’da kapanışla bitirildi.



















Kaynak: Avrupa