Home >> Haberler >> Avrupa >> AVRUPADA GÖÇMEN KURUMLARDAN ULAŞAN DAYANIŞMA MESAJLARI

AVRUPADA GÖÇMEN KURUMLARDAN ULAŞAN DAYANIŞMA MESAJLARI

ABDEM: ABDEM, ATİK’e Almanya ve İsviçre’de yapılan saldırıyı kınadı.

Yazılı bir açıklama yapan Avrupa Barış ve Demokrasi Meclisi (ABDEM), Almanya ve İsviçre’nin 15 Nisan 2015’te Avrupa Türkiyeli İşçiler Konfederasyonu’na bağlı kurumlara anti terör timlerince basılarak yönetici ve aktivistlerin gözaltına alınmasının demokrasiye ve insan haklarına aykırı olduğunu belirtti.

“Yıllardır göçmen emekçiler arsında göçmenlerin taleplerı doğrultusunda faailyet yürüten bir kuruma dönük saldırı, bu devletlerin Türk devletiyle perde arkasinda gerçekleştirdikleri kirli ittifaklarının sonucudur” denilen ABDEM açıklamasına, bunun bir nevi dejavu olduğuna dikkat çekildi. Çünkü özellikle Alman devletinin Türkiyeli ve Kürdistanlı kurumlara dönük kriminalize etme tutumunun ilk olmadığı belirtildi.

Kişilerin siyaset yapmasını yasaklamaktan, demokratik kurumların kapısına kilit vurmaya ve çalışanlarının gözaltına alınmasına kadar sicillerinin kalabalık olduğu vurgulanan açıklamada, “ATIK tüm Avrupa’da göçmenler arasında faaliyet yürüten yasal, meşru bir kurumdur.

Alman ve isviçre devletlerinin ATİK şahsında göçmen örgutlerine dönük bu anti demokratik saldırısını şiddetle kınıyoruz.

Gözaltına alınan ATİK yöneticileri serbest bırakılmalı ve bu devletler göçmen örgütlerini toplumun algısında ‘terör örgütleri’ gibigösterme çabasına ivedilikle son vermelidir” denildi.

ABDEM, ATİK yönetim kurulu ve çalışanları ile dayanışma içinde olduklarını da belirterek saldırıyı kınadı.

 

ATİK’e yönelik operasyonları kınıyoruz

Avrupa Türkiyeli İsçiler Konferasyonu(ATİK) uzun yıllardır Avurpa’da demokrasi, eşitlik, mücedelesi veren ve ırkçılığa karşı mücadele eden bir kurumdur. ATİK, Türkiye’nin demokratiklesmesi, Kürt sorunun çözümü için çalışmaktadır.

Biz NAV-DEM olarak uzun dönemden beri ATİK ile ortak  çalışmalar yürutmekteyiz ayni zamanda Demokratik Kitle Örgutleri olarak ortak platformlarda Güç Birliği gibi bir çok çalışmayı birlikte yürutmekteyiz. Demokrasi mücadelesinde bu kadar aktif olan bir kuruma yönelik yapılan operasyon devletlerin kirli çıkar ilişkilerine sonucu Kürt, Türkiye’li Sol kurumların sahşında göçmenlere gözdağı ve kriminalize etme politikaların sonucudur.

Özelikle Şengal, Kobanê direnişlerinde aktif rol üstlenen, insani yardımları yılın temel çalışması yapan ATİK , Türkiye’de yapılacak olan 2015 genel seçimlerinde  barış, demokrasi, eşitlik için HDP’ye aktif çalışan ATİK’e böylesi bir dönemde operasyon yapılması bizce manidardır.

NAV-DEM olarak ATİK’e yönelik Almanya ve İsviçre’nin eş zamanlı 15 Nisan 2015’de yaptıkları opereasyonu kınıyor tutuklanan ATIK’li yöneticilerin ve üyelerin derhal serberst birakılmasını talep ediyoruz.

NAV-DEM olarak  ATİK’in yanında olduğumuzu bir kez daha yineliyor, bu anti-demokratik operasyonu kınamak için herkesi ATİK ile dayanışmaya çağırıyoruz.

NAV-DEM

16 Nisan 2015, Düsseldorf

*****************************************************************************

 

BİR-KAR : Avrupa’da polis devleti uygulamalarına karşı mücadeleye!

İlerici ve devrimci politik faaliyet, eylem ve örgütlenmeyi polis devleti uygulamaları ile engellemek, keyfi biçimde demokratik kitle örgütlerini basmak ve çalışanlarına dönük dizginsiz gözaltı ve tutuklama terörü estirmek Alman polisinin rutin uygulamasıdır. Düne kadar “demokrasinin kalesi” olarak sunulan Alman tekelci devleti, bir polis devletine dönüştükçe, bu uygulamalar hız kazanmaktadır.

Avrupa Türkiyeli İşçiler Konfederasyonu’na (ATİK) yönelik saldırı bu durumun en yeni örneğidir.

16 Nisan sabahı, Karlsruhe savcılığının emriyle gestapo ruhlu Alman polisi, özel tümleri ve komandoları tümüyle keyfi biçimde çeşitli kentlerdeki ATİK üyesi dernekleri basmış, her zamanki gibi kapılarını ve camlarını kırarak kurumları adeta yağmalamıştır. Benzer saldırılar eşzamanlı biçimde İsviçre ve Avusturya’da da yapılmıştır.

Bu haksız ve keyfi saldırılar ilerici ve devrimci politik çalışmaya, eylem ve örgütlenme hakkına dönük bir saldırıdır. Öte yandan, bu saldırılar, aynı zamanda, söz konusu kurum üyeleri olmak üzere tüm ilerici ve devrimci kişi, kurum ve kuruluş çalışanlarına bir gözdağı ve tehdit niteliği de taşımaktadır. Bu saldırılar, ATİK’in yakın günlerde gerçekleştirdiği 23. Kongresi’nin hemen akabinde gerçekleştirilmiş olması ayrıca manidardır.

Her mevzi ve elde edilen her hak dişe diş mücadeleler ve ağır bedeller karşılığında kazanılmıştır. Hiç kuşkusuz benzer biçimde de korunacaktır. Daha önce olduğu gibi, bu kez de Avrupa ve özellikle de gestapo ruhunu yeniden canlandırmaya ve bir korku ortamı yaratmaya çalışan Alman polisinin tehdit, gözdağı , gözaltı ve tutuklama terörüne kararlılıkla direnilecek, amacına ulaşmasına geçit verilmeyecektir.

İşçilerin Birliği Halkların kardeşliği Platformu olarak, ATİK ve çalışanlarına dönük saldırıyı şiddetle protesto ediyor, saldırılar karşısında onlarla tam dayanışma içinde olduğumuzu ilan ediyoruz. Avrupa’nın yerli ve göçmen tüm uluslarından işçileri, emekçileri, ilerici ve devrimci kişi, kurum ve kuruluşları ATİK ve çalışanlarına dönük saldırıya karşı dayanışmayı büyütmeye çağırıyoruz.

Gözaltı ve tutuklama terörüne son!

Gözaltına alınan ATİK yönetici ve çalışanları derhal serbest bırakılsın!

Yaşasın devrimci dayanışma!

 

İşçilerin Birliği Halkların Kardeşliği Platformu (BİR-KAR)

16 Nisan 2015

*****************************************************************************

 

AGİF:
AvEG- Kon’a bağlı Almanya Göçmen İşçiler Federasyonu, Avrupa Türkiyeli İşçiler Konfederasyonu (ATİK)’e yönelik polis terörünü protesto ederek bir açıklama yayınladı.

Açıklamayı sizlerle paylaşıyoruz.

Avrupa Türkiyeli İşçiler Konfederasyonu (ATİK)’in üye ve yöneticilerine yönelik olarak 15 Nisan günü akşam saatlerindeAlmanya’nın Nürnberg kentinde ve İsviçre’de komandolar ve özel timler eşliğinde polis operasyonu yapıldı.

ATİK Hukuk Bürosunun açıklamasına göre, Karlsruhe Savcılığının emriyle BKA tarafından gerçekleştirilen operasyonlarda polisler kapıları ve camları kırarak evlere girdi ve arama yaptı.

Şu ana kadar saptanabilen 10 ATİK’li yoldaşımız gözaltına alınmış bulunmaktadır.

Gözaltındaki ATİK’li devrimcilerin Karlsruhe savcılığına çıkarılması bekleniyor.

ATİK nezdinde yapılan polis terörü, gözaltı terörü, ilerici, devrimci, sosyalist, antifaşist, antiemperyalist güçlere yönelik bir gözdağı ve tehdittir.

Dahası, başta Almanya olmak üzere AB emperyalistlerinin “anti-törör” yasaları adı altında sözde IŞİD’e karşı alınmış yasal düzenlemelerin esasen devrimci, sosyalist, antifaşist güçlere yönelik olduğu yönlü kaygımızı, kuşkumuzu arttırmaktadır.

Almanya Göçmen İşçiler Federasyonu (AGİF) olarak ATİK’e yönelik gözaltı terörünü, polis zorbalığını protesto ediyoruz. Gözaltındaki devrimciler derhal serbest bırakılmalıdır. ATİK’li yoldaşlarımızın yanındayız.

AGİF olarak, yerlisi ve göçmeniyle Avrupa’daki tüm ilerici, devrimci, antifaşist güçleri ATİK’e yönelik bu antidemokratik saldırganlığa karşı demokratik tepkilerini ortaya koymaya, ATİK’le dayanışmayı büyütmeye çağırıyoruz…
AGİF (Almanya Göçmen İşçiler Federasyonu)

 

ADHK :
Avrupa Türkiyeli İşçiler Konfederasyonu (ATİK)’na yönelik gerçekleştirilen gözaltı ve tutuklama terörü, devrimci mücadelenin kararlılığını engelleyemeyecektir

ADHK (16-04-2015) Almanya başta olmak üzere Avrupa’nın değişik ülkelerinde Avrupa Türkiyeli İşçiler Konfederasyonu (ATİK)’na yönelik sindirmeyi amaçlayan bir gözaltı operasyonu gerçekleştirilmiş  ve bu operasyonlar sonucu, bir üyesi tutuklanma kararıyla karşı karşıya olup, 10 üyesi gözaltına alınmıştır. ATİK tarafından,  ATİK Genel Konseyi ve ATİK’e bağlı tüm federasyon , dernekler, Yeni Kadın, Yeni Demokratik Gençlik (YDG) temsilcilerine kadar genişleyeceğini tahmin ettikleri belirtilen bu operasyonların kapsamı ve yönelimi ne olursa olsun, ATİK’in dünden bugüne devrimci mücadele geleneğine katkıları ve birlikte yürüyüşümüzde yarattığımız devrimci değerlere ve kararlılığa yönelik bu saldırıları lanetliyor ve Avrupa Demokratik Haklar Konfederasyonu olarak, haklılığımızdan aldığımız güçle bu sindirme operasyonlarına karşı asla geri adım atmayacağımızın bilinmesini istiyoruz.

Tüm kurumlarımız bu saldırılar karşısında ATİK ile tam bir dayanışma içinde olmanın örneklerini sergilemelidirler. Tüm üye ve taraftarlarımız, mücadelemizin meşru  zemini üzerinden en geniş katılımları sağlamak üzere olası protesto gösteri ve yürüyüşlerinin bizzat örgütleyicileri olmalıdırlar.

Her türden saldırlara karşı, haklı davamızı savunmaktan asla vazgeçmeyeceğiz!

Yaşasın Devrimci Dayanışma

16 Nisan’15

AVRUPA DEMOKRATİK HAKLAR KONFEDERASYONU (ADHK)

 

Almanya – Germany

Solidarität International (SI e.V.) : ” ATİK` in yanındayız”

 

Enternasyonal – ve Yardım örgütü Solidarität International Ülke Komitesi olarak, tutuklanan 12 ATİK Üyesiyle dayanıştığımızı açıklıyoruz ve derhal serbest bırakılmasını talep ediyoruz.

 

Polisin ve mahkemelerin yaptıkları, bizi isyana zorluyor ve sizin derhal serbest bırakılmaları ve rehabilitasyon talebini destekliyoruz.

Şu an tecritte bulunuyorlar. Tutuklanmalarından günlerce sonra nerede bulundukları açıklandı ve bu durumda aileler dahi haberdar edilmedi. Bu süreç aslında devlet organlarının gerçek yüzlerini ortaya koydu, aynı zamanda kendilerini dışarıya gösterdikleri gibi demokratik ve huzurlu olmadıklarını ispatladılar. Bu tutuklamalar özgürce irade koymaya ve özgür olmaya karşı bir saldırıydı.

 

Bu saldırı aynı anda Rojawa/Süriye deki öz yönetim ve organize eden duruma karşı yapılan bir saldırıdır. Kobane nin kurtuluşu Demokrasi ve Özgürlük, gelecekleri için özlemleri, devrim için olmasaydı bugün başarılı olamazlardı.

Bu sürecin ve enternasyonal dayanışmanın gelişmesi için ATİK aktivistleri kendi hayatlarını düşünmeden mücadele ettiler. Ve tamda bundan dolayı bugün izlenip tutuklandılar. Bu sorun tüm bu ülkedeki Demokrasi ve Özgürlük için mücadele eden ve bunun için gerekli olan enternasyonal dayanışma ve yardımı yaratan demokratlara yapılan bir saldırıdır.

Solidarität International (SI e.V.) Sizin yanınızdadır ve her zaman sizinle dayanışacaktır.

 

Yoldaşca selamlar
Renate Radmacher, Axel Kassubek

(Ülke komite Sözcüleri)

Bundesvertretung

 

****************************************************************************

MLPD –

Polizeiterror und Festnahmen von Mitgliedern der ATİK!

16.04.15 – Am Nachmittag des 15. April wurden in Deutschland (Nürnberg) und in der Schweiz 10 Mitglieder (7 aus Deutschland, 1 aus Österreich, 2 aus der Schweiz) der ATIK, der Frauenorganisation Neue Frau (Yeni Kadin) und der Jugendorganisation YDG (Neue Demokratische Jugend) durch Spezialeinheiten der Polizei inhaftiert. In Deutschland wurden im Zuge der Razzia unter Leitung des Bundeskriminalamtes (BKA) Fenster zerschlagen, Türen aufgebrochen, Privatwohnungen durchsucht und verwüstet. Ebenso wurden zahlreiche Datenträger beschlagnahmt. Den Verhafteten sind nach jetzigem Kenntnisstand bisher die ihnen zur Last gelegten Vorwürfe nicht bekannt. Sie sollen einem Haftrichter der Generalbundesanwaltschaft (GBA) vorgeführt werden, der über ihre weitere Inhaftierung oder Freilassung entscheiden soll.

Hierzu erklärt ein Sprecher der ATIK: “Die Repression gegen unsere Mitglieder erfolgt willkürlich und ist ein weiterer Beweis der direkten Komplizenschaft der Bundesregierung mit dem autoritären Folterregime der AKP in Ankara. Aufgrund unserer linken oppositionellen Haltung gegen die türkische Regierung und die Forderung nach gleichen sozialen und politischen Rechten für MigrantInnen in der BRD werden wir erneut zur Zielscheibe der Repressionsbehörden. Weder unser Dachverband, noch unsere Frauen- oder Jugendabteilung werden sich durch diesen Angriff einschüchtern lassen.”

Die MLPD unterstützt den Protest gegen die Verhaftung der ATIK-Genossinnen und -Genossen und wird weiter berichten.

 

ATİK ve Yeni Kadın’a Yeni Demokrasi Derneğinden Dayanışma Mesajı!

Almanya’nın Hamburg şehrinde faaliyetlerini sürdüren Perulu dostların Yeni Demokrasi Derneğinden ATİK ve Yeni Kadın’ a yönelik yapılan operasyona ilişkin kınama ve dayanışma mesajını yayımlıyoruz. (AHM)

“Bütün Dünya Proteleryası Birleşin! Yeni Demokrasi Derneğinden ATİK’e Mesaj

 

Değerli ATİK’li Yoldaşlar,

15 Nisan Almanya ve İsviçrede gerçekleştirilen ve 10 kadın ve erkek üye ve yöneticinin   keyfi, haksız, baskıcı polis operasyonunu Yeni Demokratsi Derneği olarak kınıyor ve reddediyoruz.

Değerlendirdiğimizde:

Kurumunuza karşı devlet tarafından gerçekleştirilen baskı ve saldırı gerici, intikamcıdır ve sizlerin tutarlı bir şekilde hem ülkenizde hemde Avrupada işçilerin, göçmenlerin ve kadınların haklarını savunmanızdan daha başka bir açıklama mümkün değildir. Durum manidardır!  Benzeri olarak, sizlerin dünya işçileri ve halkları ile olan militan dayanışmanız ve emperyalizme ve tümden gericiliğe olan mücadeleniz onları rahatsız etmiştir.

Talep ediyoruz:

Alman Federal Devleti kurumunuza karşı baskıyı derhal bırakmalı, tutuklanan üye ve yöneticilerini derhal serbest bırakılması ve baskınlarda ele geçirilen materyallerın iade edilmesi.

Yaşasın Dünya işçilerinin ve Halklarının Enternasyonal Dayanışması!

Yeni Demokrasi Derneği

17 Nisan 2015″

 

*****************************************************************************

ASM (Avrupa Sürgünler Meclisi):

15 Nisan 2015 tarihinde Avrupa devletlerinin , faşist  Türk devletinin çıkarlarına hizmet eden yeni bir gözaltı ve tutuklama dalgasına tanıklık ettik. Faşizm koşullarında yürüttükleri siyasi faaliyetlerini sürgünde yaşadıkları Avrupa’da da devam ettiren ,Avrupa  Türkiyeli İşçiler Konfederasyonu (ATİK) üye ve yöneticilerinden 10 civarında aktivist , evlerin kapıları ,camları kırılarak terörize edilerek gözaltına alındılar.

Almanya ve İsviçre  hükümetlerinden ,devrimci birey ve kurumlara yönelik saldırgan tutumlarından vazgeçmelerini ve gözaltındaki devrimcilerin derhal serbest bırakmalarını talep ediyoruz.

Avrupa Sürgünleri Meclisi olarak bütün baskı ve saldırıların Avrupa’da yürütülen demokrasi mücadelesini dizayn etme amaçlı olduğunu bildiğimizi, ancak her türlü gözdağı ve saldırının bizleri mücadelemizden  caydırıp geri adım attıramayacağını , tüm politik sürgünler gibi, ATİK çevresinden sürgünlerle de dayanışmamızı yükselteceğimizi ilan ediyoruz.

 

Avrupa Sürgünleri Meclisi Yürütme Kurulu 16.04.2015

 

******************************************************************************

JugendWiderstand Berlin MLM : E!

Am 15. April wurden in einer koordinierten Aktion in Deutschland, Österreich und der Schweiz 10 Mitglieder von ATIK und Yeni Kadin (Neue Frau) festgenommen, davon 7 in der BRD.

Mit SEK und GSG9-Überfallkommandos stürmten die “Staatsschützer” die Wohnungen der Genossen in NRW, Hessen, Bayern und Baden-Württemberg unter dem Vorwand damit gegen die Kommunistische Partei der Türkei / Marxisten-Leninisten (TKP/ML) vorzugehen, die als marxistisch-leninistisch-maoistische Partei für die neudemokratische Revolution in der Türkei und Nordkurdistan kämpft.

Sie zerstörten Fensterscheiben, traten Türen ein, durchsuchten und verwüsteten die Privatwohnungen der Mitglieder der demokratisch-revolutionären Massenorganisation “Konföderation der Arbeiter aus der Türkei in Europa” ATIK und entführten die Genossen nach Karlsruhe, um sie dort der Generalbundesanwaltschaft vorzuführen und sie zu inhaftieren.

Allen vermeintlichen Ansprüchen des Journalismus spottend, spielte die bürgerliche Presse danach ihre Rolle gewohnt “gut” und nahm die mit Lügen und Halbwahrheiten gespickte Pressemeldung der Generalbundesanwaltschaft zu 100 % als einzige Grundlage all ihrer Artikel. Aber dem deutschen Volk droht keinerlei Gefahr von “türkischen Terroristen” und auch dem türkischen Volk nicht. Nur seiner korrupten und kaputten herrschenden Klasse bereiten die Kämpfe der Ausgebeuteten zu Recht Sorge!
Wir verurteilen die reaktionären und feigen Angriffe der Repressionsbehörden der imperialistischen Staaten BRD, Österreich und der Schweiz auf die Arbeiterbewegung!

Während im ganzen Land durch koordinierte Anschläge Asylunterkünfte brennen, Polizeieinheiten paralell dazu die Mitgliedsbasis des Ku-Klux-Klans bilden, wild mordende faschistische Terrorbanden von Geheimdiensten aufgebaut und geschützt werden und haufenweise Zeugen dieser Entwicklung zufällig “ums Leben kommen” – tut der bürgerliche Staat was? Er verhaftet Kommunisten und Revolutionäre! Er kriminalisiert und terrorisiert fortschrittliche Migrantenverbände die sich gegen Rassismus, Fremdenfeindlichkeit und für Völkerfreundschaft und gleiche Rechte für alle einsetzen!

Während Militante der TKP/ML-TIKKO in Rojava gegen ISIS kämpfen und natürlich auch in der Heimat das volksfeindliche Erdogan-Regime mit ihrem Widerstand konfrontieren – tut der deutsche Staat was?
Er macht sich zum Erfüllungsgehilfen des türkischen Folterstaats und seiner AKP-Diktatur!

ATIK erklärt in einer ersten Stellungnahme: „Die Repression gegen unsere Mitglieder erfolgt willkürlich und ist ein weiterer Beweis der direkten Komplizenschaft der Bundesregierung mit dem autoritären Folterregime der AKP in Ankara. Aufgrund unserer linken oppositionellen Haltung gegen die türkische Regierung und die Forderung nach gleichen sozialen und politischen Rechten für MigrantInnen in der BRD werden wir erneut zur Zielscheibe der Repressionsbehörden. Weder unser Dachverband, noch unsere Frauen- oder Jugendabteilung werden sich durch diesen Angriff einschüchtern lassen.“

Und ATIK ist nicht alleine! Zeigt eure Solidarität gegen politische Unterdrückung und Repression!

Weg mit den reaktionären Unterdrückungsparagraphen 129, 129a und 129b!
Freiheit für alle politischen Gefangenen! Freiheit für die Mitglieder von ATIK und Yeni Kadin!

Yasasin ATIK, Yeni Kadin, YDG!

Jugendwiderstand Berlin

16.04.2015

****************************************************************************

DİDF, tutuklu ATİK’lilerin serbest bırakılmasını istedi

 

Demokratik İşçi Dernekleri Federasyonu (DİDF) yaptığı yazılı açıklamada, Almanya ve İsviçre’de Avrupa Türkiyeli İşçiler Konfederasyonu (ATİK) üye ve yöneticilerine yönelik gerçekleştirilen tutuklamaları protesto etti.

DİDF tarafından yapılan açıklamada “Avrupa’nın değişik ülkelerinde haksızlıklara karşı uzun yıllardır mücadele eden, göçmenlerin hakları ve Türkiye’deki demokrasi mücadelesiyle dayanışma içerisinde çalışmalar yapan bir göçmen örgütünün üye ve yöneticilerine yönelik yapılan tutuklamayı protesto ediyoruz” denilirken yıllardır demokratik platformlarda çalışma yürüten bir örgütün şimdi ‘terör örgütü’ olarak damgalanmasının kabul edilemez olduğunu vurguladı.

DİDF gözaltı ve tutuklamaların açık bir şekilde göçmen örgütlerinin kriminalleştirilmesine yönelik olduğunu belirterek “Demokratik bir hak olan örgütlenme özgürlüğünün sınırlanması anlamına gelmektedir. Hiç bir somut dayanak gösterilmeden tutuklanan bütün ATİK üyelerinin derhal serbest bırakılmasını talep ediyoruz” dedi.

 

*****************************************************************************

Yeni Özgür Politika

Avrupa’da ATİK operasyonu

HDP’nin Avrupa’daki en büyük ittifak güçlerinden biri olan göçmen örgütü ATİK’in üyelerinin evlerine Almanya ve İsviçre’de baskınlar düzenlendi; 10 kişi gözaltına alındı, bunlardan 7’si tutuklandı. 

Avrupa ülkelerinde göçmen örgütlerine yönelik baskılara bir yenisi daha eklendi. Avrupa Türkiyeli İşçiler Konfederasyonu (ATİK) üyelerinin evlerine Almanya ve İsviçre’de baskınlar düzenlendi, 10 kişi gözaltına alındı, yedisi tutuklandı.

Avrupa’da göçmenler arasında faaliyet yürüten ve 7 Haziran genel seçimlerinde HDP’ye desteğini açıklayan Avrupa Türkiyeli İşçiler Konfederasyonu’na bağlı kişilerin evlerine özel timler tarafından baskınlar düzenlendi. Karlsruhe Savcılığı’nın talimatıyla yapıldığı öğrenilen baskınlar sonucu İsviçre’de 2 ve Almanya’da 8 kişi gözaltına alındı.

 

Yedi kişi tutuklandı

Gözaltına alınanlar dün önce Karlsruhe’deki Federal Savcılığa ardından ise mahkemeye çıkarıldı. Duruşma sonunda gözaltı alınan 10 kişiden yedisi tutuklandı. Kararda 6 kişinin ‘örgüt üyesi’ ve ‘örgüt adına faaliyette bulunmak’ suçlamasıyla; bir kişinin ise ‘örgüt yöneticisi’ olmak iddiasıyla tutuklandığı belirtildi.

İsviçre’den tutuklananlardan birinin ise savcılığın talebiyle Türkiye’ye iade edilmesi gündemde.

 

Savcılık açıklama yaptı

Karlsruhe’deki Almanya Federal Savcılığı dün konuyla ilgili açıklamasında Avrupa’nın en eski göçmen örgütlerinden birisi olan ATİK’e yönelik gerçekleştirilen siyasi operasyonun doğrudan Türkiye Komünist Parti/Marksist Leninist TKP/ML’ye yönelik olduğunu savundu. Savcılık operasyon gerekçelerini sıralarken, ‘terör örgütü’ olarak nitelendirdiği TKP/ML’nin 2007 tarihinde PKK’yle ortak eylemler yaptığını da ileri sürdü. Böylece bu zamana kadar Avrupa’da ‘terör örgütü’ olarak nitelendirilmeyen TKP/ML bu operasyonla ilk kez bu statüye konulmuş oldu. Oysa TKP/ML, ne Avrupa Birliği’nin ne de Almanya’nın ‘terör örgütleri listesi’nde bulunuyor.

 

Türkiye’deki suçlara atıf niye?

Avrupa’daki demokratik kamuoyu ise gözaltı ve tutuklamaların Türkiye ve Almanya’nın ortak operasyonu olduğunu belirtiyor. İddianamede ‘Türkiye’de gerçekleştirilen suçlar’a atıf yapılması da bu kanıyı güçlendiriyor. Bilindiği üzere ATİK, Avrupa’da HDP’nin en güçlü ittifak gerçekleştirdiği kurumlardan birisi.

 

Dayanışma çağrısı yapıldı

Operasyona tepki gösteren ATİK Genel Konseyi, baskınların keyfi ve gözdağı verme amacıyla yapıldığını belirterek, baskılara sessiz kalmayacaklarını, protesto haklarını kullanacaklarını belirtti.

Açıklamada, operasyonun genişleyebileceğini belirten ATİK, devrimci-demokratik kamuoyuna dayanışma çağrısında bulundu. Almanya’nın Nürnberg, Frankfurt, Mannheim, Sttutgart kentlerinde de acil eylem çağrıları yapıldı.

 

AGİF de tepki gösterdi

Almanya Göçmen İşçiler Federasyonu (AGİF) de ATİK’e yönelik gözaltıları protesto etti. AGİF’ten yapılan açıklamada, şöyle denildi: “ATİK’e yönelik gözaltı terörünü, polis zorbalığını protesto ediyoruz. Tutuklanan devrimciler derhal serbest bırakılmalıdır. ATİK’li yoldaşlarımızın yanındayız. AGİF olarak, yerlisi ve göçmeniyle Avrupa’daki tüm ilerici, devrimci, anti faşist güçleri ATİK’e yönelik bu anti demokratik saldırganlığa karşı demokratik tepkilerini ortaya koymaya, ATİK’le dayanışmayı büyütmeye çağırıyoruz.”

 

NAV-DEM: Arkasında Türk devleti var

Almanya Demokratik Kürt Toplum Merkezi (NAV-DEM) Eşbaşkanı Yüksel Koç da gazetemize yaptığı açıklamada “ATİK’li arkadaşlarımız derhal serbest bırakılmalı. Seçim öncesi ATİK’e gerçekleştirilen bu hukuksuz saldırıların arkasında Türk devletinin olduğunu düşünüyoruz. Avrupa’da yaşayan tüm Kürdistanlılara ve kurumlara çağrımız şudur: ATİK ve bileşenlerinin düzenleyeceği bütün etkinliklere en üst düzeyde katılım göstermeye çağırıyoruz” dedi.

 

ABDEM: Operasyon kirli ittifakların sonucu

Avrupa Barış ve Demokrasi Meclisi (ABDEM) de operasyonda Türk devletinin parmağı olduğuna dikkat çekerek, “Yıllardır, göçmen emekçiler arasında, göçmenlerin hak talepleri doğrultusunda faaliyet yürüten bir kuruma dönük saldırı, devletlerin, Türk devletiyle perde arkasında gerçekleştirdikleri kirli ittifakın sonucudur” dedi.

Almanya’nın Türkiyeli ve Kürdistanlı kurumları sürekli kriminalize etmeye çalıştığına vurgu yapan ABDEM yazılı açıklamasında tepkisini şöyle ifade etti: “ATİK, bütün Avrupa’da göçmenler arasında faaliyet yürüten yasal, meşru bir kurumdur. Almanya ve İsviçre’nin ATİK şahsında göçmen örgutlerine dönük bu anti demokratik saldırısını şiddetle kınıyoruz. ATİK yöneticileri serbest bırakılmalı ve bu devletler göçmen örgütlerini toplumun algısında ‘terör örgütleri’ gibi gösterme çabasına ivedilikle son vermelidir.”

 

****************************************************************************

 

Avusturya

 

15 Nisan Çarşamba ATİK Üyelerinin evleri özel Polis Timleri tarafından basıldı ve 12 ATİK Üyesini tutukladılar. Bir terör örgütünün ele başı olmaktan tutuklandılar.
ATİK, Avusturya da ATİGF olarak çalışıyor , Göçmen hakları için mücadele ediyor, ırkçılığa ve yabancı düşmanlığına karşı mücadele veriyor ve İşçi hakları için aktif, politik çalışıyor, uluslar arası kardeşlikten vazgeçmeden enternasyonal dayanışmayı savunuyor.

ATİGF aynı zamanda KOMinterin kurucularındandır. KOMintern enternasyonalist-mücadeleci sendika perspektifıdır. Şu anda 2 temsilcisi ile İşçi odalarında yerlerini almışlardır.

ATİK üyelerinin tutuklanması Almanya Devletinin dinci-militarist-otoriter Erdoğan Hükümeti ile birlikte çalıştığının kanıtıdır. Bu baskılar ve şiddet Türkiye de ve dış ülkelerde ilerici ve demokratik güçlere yapılan en üst zirveye ulaşmıştır. Bu baskı Türkiye deki Parlamento seçimleriyle alakalı olduğu ortadadır. Erdoğan Hükümeti ilerici Kürt ve Türk Partisi HDP nin başarıya ulaşmasından korkuyor.
Son haftalarda sayısı belli olmayan ilerici demokratik Türk veya Kürt örgütlerine, derneklerine ve insanlara Erdoğan hükümeti tarafından yapılan aktif veya pasif saldırıyı hissetmekteyiz. Biz bu kurumlarla omuz omuza Fabrikalarda, yürüyüşlerde, günlük sendika işimizde, enternasyonal alanda

ve Faşizme karşı beraber çalışmaktayız.
PdA olarak yoldaşlarımıza ve mücadele arkadaşlarımıza yapılan bu saldırıyı kınıyoruz ve bunların derhal serbest bırakılmasını talep ediyoruz. Hem ATİK ın, hem Yeni Kadının ve de Yeni Demokratik Gençlik’in yanındayız.
Biz bu yapılan baskıyı ret ediyoruz. Bu anlamla yapılan ev aramaları, maddi ve manevi zarar ve alınan eşya ve bilgilerin geri teslim edilmesi gerekir.
Biz Türkiye deki ilerici ve demokratik Güçlere yapılan saldırı ve şiddetin durmasını talep ediyoruz.
Biz ve yoldaşlarımız, politik mücadele arkadaşlarımız ve sendikadaki yoldaşlarımız yeni baskı aracı ‘’McCarthyismus’’ ile batı Avrupa da büyüyen Polisin keyfi uygulamaları, Şiddeti, Adalet tarafından izlenmekte, Anti Faşist mücadelemiin ve sınıf kavgamızın devam edeceğini duyuruyoruz. Onların Baskılarına karşı biz ATİK le dayanışacağız

ATİK Üyeleri derhal serbest bırakılsın! Türkiye ve dışındaki İlerici ve demokratik güçlere yapılan saldırı derhal dursun.Tüm ilerici politik tutsaklara özgürlük!

 

PdA (Avusturya Emek Partisi) Parti yönetimin açıklaması, Viyana, 16. Nisan 2015

*******************************************************************************

 

Revolutionare Aufbau

Solidarität mit den politischen Gefangenen der ATIK! Kampf dem Polizeiterror und der Repression!

In verschiedenen Städten Europas sowie der Türkei gab es seit der Verhaftung der GenossInnen der ATIK zahlreiche Protest- und Solidaritätsaktionen. Auch in Österreich gab es gleich am darauf folgenden Tag in Wien eine Kundgebung, und einen Tag später weitere Aktionen in Wien und Innsbruck. Zahlreiche GenossInnen und solidarische Personen beteiligten sich daran um die willkürlichen und hinterhältigen Festnahmen zu verurteilen und dagegen zu protestieren! Die Solidarität ist eine Waffe gegen ihre Repression! Voran im Kampf um die Freilassung der politischen Gefangenen der ATIK!

Nachstehend die erste Stellungnahme des Revolutionären Aufbaus zur Festnahme der GenossInnen:

Im Zuge einer länderübergreifenden Aktion von Österreich, Deutschland und der Schweiz wurden vergangenen Mittwoch, den 15.04.2015, 10 AktivistInnen der demokratischen MigrantInnenorganisation ATIK (“Konföderation der Arbeiter aus der Türkei in Europa”) willkürlich und hinterhältig festgenommen. Sie alle sind Mitglieder der ATIK, der Neuen Frau (Yeni Kadin), oder der Neuen Demokratischen Jugend (YDG).

Es wurden Wohnungen gestürmt, verwüstet, Fenster und Türen eingeschlagen, Datenträger beschlagnahmt und die GenossInnen wurden inhaftiert. Den demokratischen AktivistInnen droht, ginge es nach den Vorstellungen der Türkei, die Auslieferung. Ihnen wird die Nähe zur Türkischen Kommunistischen Partei / Marxisten-Leninisten (TKP/ML) vorgeworfen. Ein Vorwurf wegen revolutionärer Tätigkeit gegen das faschistische System in der Türkei und für Unterstützung des Kampfes um die Neudemokratische Revolution.

Die imperialistischen Staaten Österreich, Deutschland und die Schweiz nennen die ATIK-AktivistInnen kriminell und versuchen sie als terroristisch hinzustellen. Wir aber verteidigen sie mit all unserer Kraft. Unsere GenossInnen sind demokratische und revolutionäre KämpferInnen für die Rechte der ArbeiterInnen, Frauen und der Jugend – für die Sache des Volkes und gegen die herrschende Ordnung der Ausbeutung und Unterdrückung.

Wir verurteilen diesen hinterhältigen Anaschlag auf demokratische AktivistInnen aufs aller schärfste! Wir verurteilen die Mittäterschaft des österreichischen Imperialismus, der fortschrittliche Kräfte inhaftiert und sie ausliefern will und sich somit politisch auf die Seite der faschistischen AKP Regierung stellt.

Wie oft erleben wir in Österreich rassistische und faschistische Attacken auf muslimische Frauen, AsylwerberInnen, antifaschistische Kräfte die einfach verschwiegen werden, wo die Polizei zuschaut oder sie selbst unterstützt und durchführt. Wie unzählig sind all die Nazischmiererein, Brandanschläge auf MigrantInnenvereine und Flüchtlingsheime, Polizeiübergriffe etc. … und wer ist die Zielscheibe großräumiger Aktionen von Seiten der Imperialisten? Demokratische und revolutionäre Kräfte!

Es gibt allen Grund solidarisch mit den GenossInnen der ATIK zu sein. Für alle demokratischen und revolutionären Kräfte muss es heute vor allem darum gehen, die demokratischen Rechte des Volkes gegen die Angriffe der herrschenden Klasse zu verteidigen und für die sofortige Abschaffung aller faschistischen Paragraphen die nur zur Bekämpfung fortschrittlicher Kräfte existieren, zu kämpfen. Ansonsten ist es den Herrschenden auch zukünftig ein Leichtes die besten Kräfte aus unseren Reihen ohne konkrete Beweislage zu inhaftieren und so die revolutionäre Bewegung zu schwächen. Lassen wir uns nicht einschüchtern, stärken wir unsere eigenen Reihen um die gerechtfertigte Antwort auf diesen Schlag gegen die Arbeiterklasse und Volksmassen zu geben!

ATIK ist nicht alleine! Unsere Solidarität gegen ihre Repression! Schafft Rote Hilfe!

Sofortige Freilassung der demokratischen und revolutionären AktivistInnen der ATIK!

Weg mit den faschistischen Paragraphen 129, 129a und 129b!

Tod dem Faschismus und Imperialismus!

Hoch die Internationale Solidarität!                                                                

 

*****************************************************************************

İSVİÇRE

İsviçre de, Yazar,Aydın ve Şair`ler, ATiK e yonelik saldırıyı kınadı

Basına ve Kamuoyuna;
15 Nisan 2015’te Avrupa Türkiyeli İşçi Konfederasyonu (ATİK) üyelerine yönelik bir operasyon gerçekleştirilmiştir. İsviçre, Almanya, Fransa ve Yunanistan’da eşzamanlı gerçekleştirilen operasyonun düşünce özgürlüğüne yönelik olduğuna inanmaktayız. Ve antidemokratik bir tutum olduğu kanaatindeyiz. Ki Avrupa yasalarına göre, “hiç kimse düşüncelerinden dolayı baskı altına alınamaz ve her düşüncenin örgütlenme hakkı vardır.”
Tutuklama gerekçelerini gerçekçi de bulmuyoruz. Her ne kadar farklı gerekçelerle gözaltına alınsalar da, asıl gerekçelerinin çıkar eksenli olduğunu düşünüyoruz. Ve ekonomik çıkarlardan dolayı, Türkiye’ye yapılmış bir jest olduğu fikrindeyiz. Demokratik ve yasal olan ATİK’in Ermeni Katliamı meselesindeki istikrarlı duruşu da Türkiye’yi ve Almanya’yı rahatsız etmiştir. Ki Ermeniler yirminci yüzyılın en büyük katliamını ve trajedisini yaşamışlardır. Vicdanlarımızı kanatan bu insanlık suçunu ATİK ile birlikte biz de nefretle kınıyoruz. Ve Türk devletinin yargılanması için elimizden gelen her şeyi yapmaya hazırız. Ermeni Soykırım Yasa Tasarısı’nın kabulünü kendimize bir görev olarak görüyoruz. Eğer bu bir suç ise, biz Kürdistanlı ve Türkiyeli sanatçı, yazar ve aydınların da tutuklanmasını istiyoruz. Tutuklamanın Avrupa demokrasisinin bir ayıbı olarak görüyoruz. Dünya medeniyetine öncülük eden Avrupa’nın böylesi bir tutum içerisine girmesinin şaşkınlığını yaşamaktayız. Biz aşağıda imzaları olan sanatçı, yazar, şair ve gazeteciler olarak, ATİK operasyonunda tutuklanan kişilerin derhal serbest bırakılmalarını talep ediyoruz.

Yazar-Siyasetçi Teslim Töre, Şair Ahmet Tan, Yazar Hasan Bildirici, Yazar Necmettin Yalçınkaya, Yazar-Gazeteci Mehmet Söğüt, Yazar- Gazeteci Aydın Dere, Yazar-Gazeteci İsmail Güner, Şair-Yazar Akman Gedik, Şair-Yazar Elif Yıldırım, Gazeteci ve TV Programcısı Abidin Çetin, Şair-Yazar Ercan Cengiz

 

******************************************************************************

İŞVEÇ

İsveç`te dernekler ve yazarlar: “ATiK yalnız değildir”

15-18 Nisan günleri Almanya, Avusturya, İsviçre, Fransa ve Yunanistan’da gerçekleştirilen ev baskınlarında 13 ‘Avrupa Türkiyeli İşçiler Konfederasyonu’ ( ATİK) üyesi gözatına alınmış ve bunlardan onikisi mahkemelerce tutuklanmıştır.

‘Avrupa Türkiyeli İşçiler Konfederasyonu’, uzun yıllardan beri Avrupa’nın değişik ülkelerinde ırkçılık ve yabancı düşmanlığına, işçi ve emekçilerin haklarının kısıtlanmasına karşı mücadele ettiği gibi Türkiye’de sürdürülen demokrasi, insan hakları ve özgürlük mücadelesiyle dayanışma içinde olmuştur.

ATİK bu çabalarından dolayı Avrupa’da ırkçı, yabancı düşmanı ve gerici güçlerin yanı sıra Türk devletinin de hedefi haline gelmiştir.

AKP’nin giderek otoriterleştiği, basın ve ifade özgürlüğü ve örgütlenme hakkına ciddi kısıtlamalar getiren vali ve polislerin yetkilerini arttıran İç Güvenlik Yasasını parlamentodan geçiren AKP Hükümeti, kamuoyu desteğinin azaldığını gördükçe daha da saldırganlaşmakta yeni operasyon ve provokasyonlara başvurmaktadır.

AKP’nin Ağrı’da bir provokasyon yaratıp çatışmanın sorumluluğunu HDP’ye yıkmaya çalışmasından hemen sonra ATİK üyelerinin tutuklanması Avrupa’da bazı ülkelerin Türk devletiyle kirli bir işbirliği içinde olduğunu göstermektedir.

ATİK’e gerçekleştirilen operasyon ve tutuklamalar ifade, düşünce ve örgütlenme özgürlüğüne yönelik bir saldırıdır. ATİK’e yapılan saldırıyı tüm demokrasi güçlerine yönelik bir saldırı olarak görüyor ve tutuklanan ATİK üyelerinin derhal serbest bırakılmalarını talep ediyoruz.

 

Stockholm,  Nisan 2015

Avrupa ODAK-Taraftarları

Borlänge Demokratik Kürt Toplum Merkezi

Borlänge Kürt Kültür Derneği

Dalarna Enternasyonel Diyalog Derneği

Gävle Demokratik Kürt Toplum Merkezi

Göteborg Alevi Kültür Merkezi

Göteborg Entegrasyon İçin Enternasyonel Kadnlar Derneği

İsveç Aleviler Birliği

İsveç ATİK-Taraftarları

İsveç Kadınlar Barış İnsiyatifi

İsveç Kürt Konseyi

İsveç-Türk Dayanışma- ve Kültür Derneği

İsveç-Türk Sanat- ve Kültür Derneği

Komünist Devrimci Gençlik

Kürt Kadınlar Derneği Amara

Linköping Mezopotamya Kültür Derneği

Stockholm Alevi Kültür Merkezi

Stockholm Demokratik Kürt Toplum Merkezi

Stockholm Kıbele Kadınlar Derneği

Stockholm Pomak Enstitüsü

Kurdo Baksi, yazar-gazeteci

Sebutkay Kaan, şair

İbrahim Kenar, yazar

Jan-Beth Sawoce, yazar

Nevin Kamilağaoğlu, politikacı

Fehmi Bargello, yazar

Ahmet Akif Mücek, yazar

Azad Faruk Aslan, politikacı

Yusuf Şekersöz, yazar

Gül Bilge Han, öğrenci Stockholm Üniversitesi

George Bayrawno, Botkyrka Asuri Kültür Merkezi

Yusuf Erdem, politikacı

Murat Kuseyri, gazeteci

Sedat Özgüven, yüksek mühendis

Hamza Yalçın, yazar

Mustafa Yavuz, yazar

 

********************************************************************************

YUNANİSTAN

KKE/ML(YKP/ML) : Devrimcileri serbest bırakın !

ATİK’e Yönelik operasyonun Yunanistan ayağına dair KKE/ML(YKP/ML-Yunanistan Komunist Partisi – Marxist-Leninist ) 19 Nisan tarihinde bir çağrı yaparak, saldırıları protesto etti. KKE/ML’in yaptığı açıklamada “terörle mücadele polislerinin devrimci ve demokratlara yönelik gerçekleştirdiği operasyon” kınanırken son dönemde Avrupa çapında Türkiyeli devrimcilere yönelik özel yönelim ve saldırıların altı çizilmiştir. Fransa ve Almanya’nın çeşitli suç ithamlarıyla tutuklama ve iade talebinin kabul edilemez olduğu vurgulanmıştır.

Yunanistan’da gözaltına alınan 3 devrimcinin politik mültecilik başvurusu olmasına rağmen gözaltına alınması ve tutuklanmasının haksız ve hukuksuz olduğu vurgulanmıştır. Artan bu saldırılara karşı tüm devrimci, ilerici kurum, sendika ve kişileri dayanışmaya ve son alınan devrimcilerin serbest bırakılması için mücadele etmeye çağırmıştır.

 

******************************************************************************

TÜRKİYELİ DEVRİMCİLER DERHAL SERBEST BIRAKILSIN! İLTİCA TALEPLERİ KABUL EDİLSİN!

15-18 Nisan günlerinde sözde ‘terörle mücadele’ güçleri baştan aşağı silahlı olarak Avrupa ve Yunanistan’da yaptıkları ev baskınlarında 13 Türkiyeli devrimciyi gözaltına alarak tutukladı. Yunanistan’da 4, Almanya’da 7, İsviçre’de 1,Fransa´da 1 kişi operasyonlar sonucu tutuklandı. Devrimciler, Türkiye Komünist Partisi/ Marksist-Leninist (TKP/ML) üyesi ve yöneticisi olmakla yargılanmaktadır. Diğer devrimci örgütlerde de olduğu gibi, TKP/ML’de Türk rejimi tarafından ‘terörist’ olarak itham edilmekte, dahası sol görüşlerin ifadesi dahi yıllarca hapisle cezalandırılmaktadır. Vurgulamak gerekir ki, yıllar önce de benzer suçlamalarla aynı devrimciler Avrupa’da yapılan operasyonlarda tutuklanmış ancak tüm suçlamalar boşa çıkmıştır.

Başını Almanya’nın çektiği sözde demokratik Avrupa Birliğin’ de, terör bahanesiyle baskıcı yasalar geçirilmeye çalışılmakta ve bunların gerçek hedefleri ise başta politik mülteciler ve göçmenler olmak üzere bir bütün Avrupa emekçi halklarıdır. Avrupa Birliği efendileri ve Birlik dışında ki güçlerce hayata geçirilmeye çalışılan bir pratikle karşı karşıyayız.

Çok açıktır ki, Avrupa’da yaşayan ve çalışan Türkiyeli devrimciler, inançları, politik düşünceleri için hem Türkiye’de hem de Avrupa’da sürdürdükleri mücadelelerinden dolayı baskılara maruz kalmaktadırlar. Tutuklananlardan pek çoğu, genç yaşlarından itibaren ağır işkencelerden geçirilmiş, Türkiye hapishanelerinde kalmış, kalıcı sağlık sorunları olan devrimcilerdir. Sonuçta ise uydurma iddiaların çökmesi sonucu serbest bırakılmışlardır. Bütün bunlar Türk devletinin belge ve dokümanlarında kanıtlanmaktadır.

Bu devrimciler, emperyalist savaşlara karşı barış, göçmenlerin demokratik hakları ve özgürlükleri için verdiği mücadelelerle tüm Avrupa’da tanınan ATİK (Avrupa Türkiyeli İşçiler Konfederasyonu) içinde mücadelelerini sürdürmek için Avrupa’ya çıkmak zorunda kalmışlardır.

Gemi azıya alan Alman devleti, baskıcı yasalarla ve mekanizmalarla Avrupa kalesinin güçlendirilmesini talep edip dayatarak, faşist uygulamaları hayata geçirmektedir. Bunun içinde Türkiyeli devrimcilerin kovuşturulmasından ve tutuklanmasından endişe ediyoruz. Türkiyeli devrimciler eğer Almanya veya Türkiye’ye iade edilirse ki büyük olasılıkla Almanya’dan da Türkiye’ye gönderileceklerinden dolayı hayatları ciddi tehdit altındadır.

Endişeliyiz çünkü Yunanistan makamları uygulanan politikalara biat etmekte ve harfiyen uygulamaktadırlar. Mülteci ve Göçmen Hakları İçin Avukat Grubunun açıklamasına göre, gözaltına alınanlardan biri, 16/4/2015 tarihinde politik görüşlerinden dolayı Türk devletinin kovuşturma ve baskılarına maruz kaldığı ve tehdit altında olduğu için resmen iltica başvurusunda bulunmasına rağmen mültecilik pozisyonunu güvence altına alan 1951 Cenevre sözleşmesi göz ardı edilerek, 22/4/2015 günü sınır dışı edilmek üzere Türk konsolosluğuna yasadışı bir şekilde getirilmiştir. Yunan makamları, kendisinin iltica başvurusunu dikkate alıp, serbest bırakmaları gerekirken Türk elçiliğine götürmüşlerdir. Ancak yasa dışı iade çabası engellenmiş, Yunan makamları suçüstü yakalanmıştır.

Türkiyeli devrimcilerin sınır dışı edilmelerinin, halkımız ve halkaların özgürlükleri ve hakları için mücadele edenler nezdinde tek sorumlusu Yunan hükümeti olacaktır!

TÜRKİYELİ DEVRİMCİLERİN İLTİCA TALEPLERİ DERHAL KABUL EDİLSİN!

TÜRKİYE’YE VEYA AVRUPA’YA İADE EDİLMELERİNE HAYIR!

TUTUKLU DEVRİMCİLER DERHAL SERBEST BIRAKILSIN!

 

YKP (ML)-YUNANİSTAN KOMÜNİST PARTİSİ (MARKSİST-LENİNİST)

*****************************************************************************

Yunanistanlı örgütlerden ATİK ile dayanışma açıklamaları…

 

ATİK üyelerine yönelik başının Almanya’nın çektiği ve Avrupa’da Fransa, İsviçre ve Yunanistan’da 15 Nisan ve 18 Nisan tarihlerinde gerçekleştirilen sözde anti terör operasyonları ilk günden itibaren ilerici demokratik kurumların tepkisini çekmeye devam ediyor.

15-18 Nisan tarihlerin de, Yunanistan Atina’da evlere ve sokakta gerçekleştirilen operasyon kapsamında 3 ATİK üyesi gözaltına alınarak tutuklanmışlardı. İki kişinin Almanya’ya iadesi gündemdeyken birisi içinde Türkiye tarafından çıkarılan kırmızı bülten söz konusu.

Yunanistan’da ilk günden itibaren tepki çeken operasyon, çeşitli sendika şube ve bölge başkanlıkları ile öğrenci dernekleri ve devrimci kurumların yayınlamaya devam ettikleri açıklamalarla protesto ediliyor.

“Gerçek terörist sermaye ve emperyalizmdir”

Yunanistan’da ilk günden itibaren tepki çeken operasyon, çeşitli sendika şube ve bölge başkanlıkları ile öğrenci dernekleri ve devrimci kurumların yayınlamaya devam ettikleri açıklamalarla protesto ediliyor.

Sendika ve öğrenci dernekleri yaptıkları açıklamalarla; “ATİK aktivistlerinin tutuklamalarının tek amacı savundukları düşünceler ve demokratik haklar için verdikleri mücadeledir. Saldırılar, Yunanistan’ın AB kapsamında mücadele eden herkese karşı uyguladığı bir politikadır. Bu politika kapsamında Avrupa’nın birçok ülkesinde ‘anti terör’ kapsamında onlarca Türkiyeli devrimci tutuklanmıştır. Bu şekilde Türk devletinin gerçek yüzü saklanmaya çalışılmaktadır. Gerçek terörist SERMAYE ve EMPERYALİZM olduğu örtülmeye çalışılmaktadır. Saldırıların asıl amacı Türkiyeli devrimcilerin mücadelelerinin kriminalize edilerek korkutulmaya çalışılmasıdır. Bizler tutuklananların derhal serbest bırakılmasını, başka ülkelere iade edilmelerinin engellenmesini ve iltica talebinde bulunanların taleplerinin karşılanmasını talep ediyoruz” dediler.

Açıklama yapan kurumlar;

 

1- Girit-Hania İşçi Merkezi

2- Girit-Hania ADEDİ (Kamu Emekçileri Konfederasyonu) Bölge Başkanlığı

3- Dershane Öğretmenleri Sendikası

4- Selanik Öğretmen Sendikaları Bölge Başkanlığı

5- Pire Öğretmenler Sendikası Bölge Başkanlığı

6- Ege Üniversitesi Matematik Fakültesi Öğrenci Derneği

7- Aleksandros Panagoulis Öğrenci Derneği-Atina

8- Jeoloji Fakültesi Öğrenci Derneği-Atina

9- Hukuk Fakültesi Öğrenci Derneği-Atina

10- Tıp Fakültesi Öğrenci Derneği-Atina

11- Filoloji Fakültesi Öğrenci Derneği-Atina

12- Matematik Fakültesi Öğrenci Derneği-Atina

13- Fizik Fakültesi Öğrenci derneği-Atina

14- Ziraat Fakültesi öğrenci Derneği-Atina

15- Grafik Sanatları Fakültesi Öğrenci Derneği-Atina

16- Sınıf Yürüyüşü

17- Militan Gençlik Hareketi

18- Girit-Hania Direniş Girişimi

19- Memur Sendikaları Konfederasyonu (ADED) İskeçe (Xanthi) Bölge Başkanlığı

20- Thriasio Hastanesi Sendikası-Atina

21- Serrez Militan Eğitimci Hareketi

 

****************************************************************************

 

Devrimcilerle Dayanışmaya Çağırıyoruz!

 

Bir sistem olarak “demokrasiyi” keşfeden topraklarda yaşıyoruz… Erkek, Atinalı, köle olmayanların tüm avantajlarından faydalanabildiği demokrasiyi keşfeden topraklarda… Avrupa egemenlerinin, halen yaşayan bu “demokrasi” anlayışına bir itirazı yok. O dönemden bu güne ezilenler cephesinde ise değişen, sadece sömürünün biçimidir. “Hak”, ezilenlerin, sadece mücadele ederek kazanabildiğidir.

Ulusal, sınıfsal ve diğer şekillerde ezilenlerin hak mücadelesi egemenler tarafından elbette hoşnutlukla karşılanmamaktadır. Avrupa’da ezilenlerin mücadelesinin önemli bir parçası olan Türkiye ve Kürdistan’dan gelen politik sürgünler de bu “hoşnutsuzluktan” payına düşeni fazlasıyla almaktadır. Avrupa Türkiyeli İşçiler Konfederasyonu’na (ATİK) yönelen son saldırılar da bundan bağımsız değildir.

Almanya’da, Avusturya’da, İsviçre’de, Fransa’da 9 ve Yunanistan’da 4 (ikisi bu operasyonla bağlantılı) 13 ATİK aktivisti Alman emperyalistlerinin kontrolünde gelişen bu saldırıların hedefi olarak tutuklanmıştır. Yunanistan halkını ekonomik ve siyasal olarak cendereye alan Alman emperyalizmi, devrimcileri, Türkiye’de mücadele etmekle, Kobani ve Rojava’ya destek vermekle, Avrupa’da bu doğrultuda toplantılar yapmakla ve bu sebeple “TKP/ML üyesi terörist” olmakla “suçlamaktadır”. Eğer bunlar suçsa, bu “suçlar” alnımızın akıdır.

Söz konusu operasyon bağlamında Yunanistan’da tutuklanan ve Koridallos’ta tutulan yoldaşlarımızdan ikisinin Almanya’ya iadesi istenmektedir. Operasyondan bağımsız olarak tutuklanan bir yoldaşımız iltica başvurusu olduğu halde İnterpol tarafından arandığı ve “Türk devletinden koruma” gerekçesiyle tutuklanmıştır! Biz bu “korumanın” mülteci haklarına bir saldırı olduğunu düşünmekteyiz. Elliniko mülteci kampında tutulan bir kadın yoldaşımızın ise Türkiye’ye iadesi istenmektedir.

Açıktır ki halklar için mücadele eden bu devrimcilere yönelik özellikle Alman ve bütün olarak AB emperyalistlerinin saldırısı ilerici, demokrat, yurtsever ve devrimci tüm güçleri hedef almaktadır. Devrimcilerin yürüttüğü faaliyetleri “terör” kapsamında göstererek kurumlarımızı kriminalize etmeye çalışmaktadır. Bu sebeple tüm demokrat, ilerici kesimler tarafından karşı koyulması gerekmektedir. Biz aşağıda imzası bulunan kurumlar olarak;

  • Gerek Almanya’ya gerek Türkiye’ye tüm iade işlemlerinin derhal durdurulmasını,
  • Yunanistan’da ve diğer Avrupa ülkelerinde tutuklu tüm arkadaşlarımızın derhal serbest bırakılmasını talep ediyoruz.

 

Tüm duyarlı kesimleri acilen dayanışmaya çağırıyoruz.

 

ATİK Yalnız Değildir!

Devrimcilik Suç, Devrimciler Suçlu Değildir!

 

ATİK-YUNANİSTAN KOMİTESİ

ODAK (YUNANİSTAN)

ATİNA DİRENİŞ VE DAYANIŞMA KOMİTESİ

TÜRKİYE GERÇEĞİ YUNANİSTAN TEMSİLCİLİĞİ

KÜRT DEMOKRATİK KÜLTÜR DERNEĞİ

GEFİRA (ΓΕΦΥΡΑ)

AGİF

 

 

***************************************************************************

Sendika ve öğrenci dernekleri yaptıkları açıklamalarla; “ATİK aktivistlerinin tutuklamalarının tek amacı savundukları düşünceler ve demokratik haklar için verdikleri mücadeledir. Saldırılar, Yunanistan’ın AB kapsamında mücadele eden herkese karşı uyguladığı bir politikadır. Bu politika kapsamında Avrupa’nın birçok ülkesinde ‘anti terör’ kapsamında onlarca Türkiyeli devrimci tutuklanmıştır. Bu şekilde Türk devletinin gerçek yüzü saklanmaya çalışılmaktadır. Gerçek terörist SERMAYE ve EMPERYALİZM olduğu örtülmeye çalışılmaktadır. Saldırıların asıl amacı Türkiyeli devrimcilerin mücadelelerinin kriminalize edilerek korkutulmaya çalışılmasıdır. Bizler tutuklananların derhal serbest bırakılmasını, başka ülkelere iade edilmelerinin engellenmesini ve iltica talebinde bulunanların taleplerinin karşılanmasını talep ediyoruz” dediler.

Açıklama yapan kurumlar;

 

1- Girit-Hania İşçi Merkezi

2- Girit-Hania ADEDİ (Kamu Emekçileri Konfederasyonu) Bölge Başkanlığı

3- Dershane Öğretmenleri Sendikası

4- Selanik Öğretmen Sendikaları Bölge Başkanlığı

5- Pire Öğretmenler Sendikası Bölge Başkanlığı

6- Ege Üniversitesi Matematik Fakültesi Öğrenci Derneği

7- Aleksandros Panagoulis Öğrenci Derneği-Atina

8- Jeoloji Fakültesi Öğrenci Derneği-Atina

9- Hukuk Fakültesi Öğrenci Derneği-Atina

10- Tıp Fakültesi Öğrenci Derneği-Atina

11- Filoloji Fakültesi Öğrenci Derneği-Atina

12- Matematik Fakültesi Öğrenci Derneği-Atina

13- Fizik Fakültesi Öğrenci derneği-Atina

14- Ziraat Fakültesi öğrenci Derneği-Atina

15- Grafik Sanatları Fakültesi Öğrenci Derneği-Atina

16- Sınıf Yürüyüşü

17- Militan Gençlik Hareketi

18- Girit-Hania Direniş Girişimi

19- Memur Sendikaları Konfederasyonu (ADED) İskeçe (Xanthi) Bölge Başkanlığı

20- Thriasio Hastanesi Sendikası-Atina

21- Serrez Militan Eğitimci Hareketi

 

********************************************************************************

ATİK’e yönelik yapılan operasyon ve tutuklamalara karşı destek eylemleri ve açıklamalar devam etmektedir. Konuya ilişkin Yunanistan’da ATİK Destek Komitesi oluşturularak bir bildiri yayınlandı.

Bildiriyi haber değeri taşıdığı için olduğu gibi yayınlıyoruz:

Yunanistan’da ATİK için bir bildirge yayınladı!

Avrupa çapında 15–18 Nisan 2015 tarihleri arasında güvenlik güçleri tarafından zorla ve terör estirircesine evlere baskınlar yapılarak 13 Türkiyeli devrimci (7 kişi Almanya, 4 kişi Yunanistan, 1 kişi Fransa ve 1 kişi de İsviçre’de) gözaltına alarak tutuklandı. ATİK (Avrupa Türkiyeli İşçiler Konfederasyonu) kapsamında faaliyetlerini sürdüren bu devrimciler, daha önceki yıllarda mücadelelerinden dolayı tutuklanarak Diyarbakır gibi hapishanelerde uzun yıllar tutsak edilmiş, işkencelere maruz kalmış, katıldıkları açlık grevleri nedeni ile ciddi sağlık problemleri yaşayan insanlardır. Gerek Avrupa’dakiler gerekse de ülkemizde tutuklanan 4 devrimci somut “suçlardan” dolayı değil, verdikleri devrimci mücadele ve inançlarından dolayı yargılanmaktadırlar. Devrimciler, TKP/ML üyesi oldukları iddiası ile yargılanmaktadırlar. Ancak Türkiye zaten bütün devrimci örgütleri yasadışı ilan etmekte ve ardından da devrimcileri yasadışı örgüt üyesi olmakla suçlamaktadır.

Yunanistan’da tutuklanan dört devrimciden üçü hala tutuklu iken, “ülkeye yasadışı girişten” yargılanan birisi, iltica başvurusunda bulunmasına rağmen Türkiye’ye iade edilmek istenmiş, bu yönlü girişiminde bulunulmuş, ancak devrimci-ilerici kurum ve kişilerin devreye girmesi sonucu bu girişim engellenmiş ve de 30 Nisan günü yapılan mahkemeden beraat etmiştir. Hala tutuklu bulunan üç kişi (ikisi daha önce Yunanistan’da iltica talebinde bulunmuştur) Almanya veya Türkiye’ye iade tehdidi altındadırlar ve olası iadeleri durumunda uzun yıllar hapisle karşı karşıyadır ve yaşamları tehdit altındadır.

Bizler aynı zamanda Yunanistan’ın farklı hapishanelerine dağıtılmış olan, diğer Türkiyeli devrimcilerin tutsaklıklarını ve kendilerine yapılan işkenceleri de kınıyoruz. Bunlardan biri olan Bilgehan Karpat, onur kırıcı üst aramasını kabul etmediği için Kerkira Hapishanesi’nde tecritte tutulmaktadır.

Çok açık ki, AB’li emperyalistler halkları kontrol altına alma almacı güden, sahip oldukları baskı mekanizmalarıyla, halklara, mültecilere ve göçmenlere karşı yaşam, faşist baskılarla zorlaştırmakta ve politik yaşamın terörize edilmesi amacıyla devrimcileri hedef alıp, kriminalize etmeye çalışmaktadır.

Yunanistan makamları da bu çizgide hareket ederek bu politikaları uygulamaya çalışmaktadır. Tutuklu devrimciler hiçbir ülkeye iade edilmemeli, iltica talepleri derhal kabul edilmelidir ve serbest bırakılmalıdırlar. Bu taleplerin gerçekleşmemesi durumunda Yunanistan hükümeti yaşanacaklardan sorumlu olacaktır.

Bu gelişmeler karşısında halihazırda dünyanın pek çok ülkesinde kitlesel eylemler gerçekleştirilmektedir. Bizler de tutuklu devrimcilerin yaşamlarını kurtarmak için zengin mücadele araçlarıyla; eylemler, yürüyüşler yapalım; kitle örgütlerinden toplanacak imzalar vb. ile kitlesel olarak harekete geçelim.

 

DESTEK KOMİTESİ

ATİK-Yunanistan Komitesi

YKP (M-L)-Yunanistan Komünist Partisi (Marksist-Leninist)

ML-YKP- Marksist-Leninist Yunanistan Komünist Partisi

ANDARSİA (Anti-Kapitalist Sol İttifak)

NAR- Yeni Sol Akım

Anti-Kapitalist Sol Birlik

 

***************************************************************************

 

ATİK ÜYELERİNİN TUTUKLANMASINI KINIYORUZ

 

ATİK aktivistlerinin tutuklamalarının tek amacı savundukları düşünceler ve demokratik haklar için verdikleri mücadeledir. Saldırılar, Yunanistan’ın AB kapsamında mücadele eden herkese karşı uyguladığı bir politikadır. Bu politika kapsamında Avrupa’nın bir çok ülkesinde ‘anti terör’ kapsamında onlarca Türkiyeli devrimci tutuklanmıştır. Bu şekilde Türk devletinin gerçek yüzü saklanmaya çalışılmaktadır. Gerçek terörist SERMAYE ve EMPERYALİZM olduğu örtülmeye çalışılmaktadır. Saldırıların asıl amacı Türkiyeli devrimcilerin mücadelelerinin kriminalize edilerek korkutulmaya çalışılmasıdır. Bizler tutuklananların derhal serbest bırakılmasını, başka ülkelere iade edilmelerinin engellenmesini ve iltica talebinde bulunanların taleplerinin karşılanmasını talep ediyoruz.

 

TÜRKİYE VEYA BAŞKA ÜLKEYE İADELERİ DURDURULSUN

TUTUKLULAR DERHAL SERBEST BIRAKILSIN

İLTİCA TALEPLERİ KABUL EDİLSİN

 

Karditsa Eğitimciler Derneği Yönetim Kurulu

 

 

*********************************************************************************

KIBRIS

 

ATİK üyelerine yönelik başının Almanya’nın çektiği ve Avrupa’da Fransa, İsviçre ve Yunanistan’da 15 Nisan ve 18 Nisan tarihlerinde gerçekleştirilen sözde anti terör operasyonları ilk günden itibaren ilerici demokratik kurumların tepkisini çekmeye devam ediyor.

Devam eden destek mesajlarına ve açıklamalarına bir yenisi de Kıbrıs’taki ilerici örgüt ve kurumlardan geldi.

Gelen açıklamayı haber değeri taşıdığı için olduğu gibi yayınlıyoruz:

Kıbrıs’ta örgütlü olan demokratik siyasi örgüt ve partiler olarak, Avrupa ülkelerinin Türkiye kökenli siyasi mültecileri “terörizmle mücadele” adı altında, haklarında tutuklama emri olmadan tutuklamasını kınıyoruz.

Türkiye kökenli siyasi mülteciler aslında, Türkiye ve Avrupa ülkelerindeki siyasi ve politik görüşlerinden ve eylemlerinden dolayı kovuşturmalarla karşı karşıya kalmaktadırlar. Birçoğu hapis, işkence veya tutukluluktan sonra Türkiye’de verdikleri mücadelelerden dolayı ülkelerini terk etmeye ve siyasi mülteci olmaya zorlanmaktadırlar.

Alman ve Fıransız hükümetleri liderliğindeki Avrupa Birliği siyasi mültecilere karşı baskıcı politikalar uygulamakta, mücadelelerini terörize ederek cezalandırmayı hedeflemekte, otoriter ve baskıcı Türkiye rejimini maskelemektedir.

Bizler ülkelerindeki gerici rejime karşı mücadele veren Türkiye kökenli siyasi tutsaklarla ve dünyanın her yerinde mücadele edenlerle dayanışmamızı ve tam desteğimizi bildiriyoruz.

 

TÜRKİYE VEYA HERHANGİ BİR ÜLKEDEN SİYASİ MÜLTECİLERİN SINIR DIŞI EDİLMESİNE HAYIR!

TUTUKLAMALAR DERHAL DURDURULSUN VE SUÇLAMALAR GERİ ÇEKİLSİN!

TEHDİT ALTINDAKİ TÜM SİYASİ MÜLTECİLERE SIĞINMA HAKKI!

 

Açıklamayı yapan kurum ve örgütlerin isimleri şöyle:

LİMASSOL ANTİFAŞİST AĞ

  1. DAR. TES (Anti Kapitalist Sol Sınıfsal Devrimci Birlik)

GRANAJ

ATAKTON-DÜZENSİZLER BİRLİĞİ

BAĞIMSIZLIK YOLU

DEVRİMCİ KOMÜNİST BİRLİK

 

**********************************************************************************

FİLİPİNLER – The Philippines

ILPS, ATİK YÖNETİCİ VE ÜYELERİNE YÖNELİK TUTUKLAMALARI KINIYOR!

 

Prof. Jose Maria Sison

Uluslararası Halkarın Mücadele Lig’i, Başkanı

23 Nisan, 2015

 

Bizler, Uluslararası Halkların Mücadele Lig’i (ILPS) olarak ATİK yönetici ve üyelerine ve bağlı kurumları olan Yeni Kadın ve YDG’ye Almanya, İsviçre, Yunanistan ve Fransada yapılan saldırı ve tutuklamaları kınıyoruz. Bu tür meşru kurumlara yapılan saldırılar evrensel olarak kabul görmüş bireysel ve kolektif insane haklarının bariz ihlalidir ve tüm özgürlük seven herkes tarafından kınanması gerekmektedir.

 

Almanyada tutuklamalar özel timler tarafından Nazi tarzıyla zorla kapı ve pencereleri kırarak yapılmıştır. Son yıllarda giderek Avrupa devletleri “terorizme karşı savaş” kisvesi altında ilerici ve demokratik aktivistlere karşı devlet terörünün faşist uygulamaları olan keyfi tutuklamalar, evlere baskınlar, takipler yapmışlardır.

 

Ayrıca, kapitalist sistemin küresel krizi karşısında göçmenler ve mülteciler, sağcı partilerin yerli halkın işlerini el koydukları ve Avrupalıların sosyal yardımları istismar ettiklerine dair suçlamları için günah keçisi haline getirilmiştir. Demokratik Türkiyeli göçmen örgütlerine karşı yapılan baskınlar ve tutuklamalar Avrupada ultra-milliyetçi ve neo-faşist partilerin kışkırttığı gerici eğilimlerden besinini almakta.

 

Koordineli bir şekilde yapılan bu baskın ve tutuklamalar, ilerici ve demokratik kurumlar için Avrupada gelişmekte olan faşistleşmeyi teşir etmek, karşı duruş sergilemek için önemli bir uyarı olması gerekir.

 

Tüm ILPS üye örgütlerine ve ilerici, demokrattik kurum, kuruluş ve bireyleri bu tür keyfi saldırı ve ugulamaları kınamaya çağırıyoruz. Bu tür gerici, anti-demokratik ve cezadan muaf tutulan politika ve ugulamaları durdurmak için sesimizi yükseltmemiz ve harekete geçmemiz gerekli.

 

Avrupada gelişen Faşistleşmeye Karşı Mücadele Et!

Demokratik Hak ve Özgürlükleri Savun!

Yaşasın Enternasyonal Dayanışma!

 

**********************************************************************************

 

Uluslararası Göçmenler Birliği Avrupa Seksiyonu (İMA)’nın dayanışma mesajı!

 

Kurucu üyesi olduğumuz Uluslararası Göçmenler Birliği (İMA) dan ATİK yönetici ve üyelerine yapılan saldırıyı kınayan mesajı paylaşıyoruz!

Uluslararası Göçmenler Birliği Avrupa Seksiyonu (İMA)’nın ATİK’e yönelik saldırı ve Tutuklamaları kınayan dayanışma mesajı Uluslararası Göçmenler Birliği Avrupa seksiyonu, ATİK Genel Konseyi üyeleri ve aktivistlerine yönelik 15 nisanda Almanya, Fransa, İşviçre ve Yunanistanda eşgüdümlü yapılan keyfi ve hukuksuz saldırı ve tutuklamları şiddetle kınıyoruz.

 

Yasadışı arama ve tutuklamalar onların sivil ve insan haklarını ihlal etmekte ve Avrupa İnsan Hakları ve Uluslararası İnsanı Yasalarını ayaklar altına almakta.

 

Almanya, Fransa, Yunanistan ve İsviçre sözde AB’de insan haklarını koruyormuş gibi kendilerini lanse etmeleri, gerçekleştirilen bu saldırıyla insan hakları konusundaki ikiyüzlülükleri teşir olmuştur.

Tutuklananların derhal serbest bırakılması çağrısına bizlerde katılırken ayrıca politik, insan hakları ve göçmen aktivistlere gözdağı verilmesinin durdurulmasını , göçmenlerin ve siyasi mültecilerin kriminalize edilmesine son verilmesini talep ediyoruz.

 

Yaşasın Enternasyonal Dayanışma!

Uluslararası Göçmenler Birliği (İMA) Avrupa Seksiyonu

 

****************************************************************************

Meksika Kızıl Blok: “Almanya faşist TC’nin ortağıdır”

ATİK ve Yeni Kadın’a yönelik yapılan operasyonlara bir tepki de Meksika’dan geldi. ATiK için Alman konsolosluk önünde basın açıklaması ve afişler yapan Kızıl Blok Dergisi okurları saldırıları kınadı.

Meksika Kızıl Blok: “Almanya faşist TC’nin ortağıdır”

Meksikanın başkentinde Kızıl Blok dergisi okurları ATİK’e karşı yapılan saldırıları mahkum ederek şehir merkezinde büyük pankart açıp sloganlarla eylem yaptı. “Yaşasın enternasyonal dayanışma”, “Kahrolsun faşizm, yaşasın mücadelemiz”, “Emperyalistler bizi yıldıramaz” sloganlarının atılıp, bildirilerin dağıtılmasının ardından Alman konsolosluğu önüne gidilip ikinci bir eylem yapıldı. Basın açıklaması okunup sloganlar atılırken aynı zamanda şehir merkezi ve Alman Konsolosluğu duvarlarına afişler yapıldı. Afişler üzerinde “ATiK, Yeni Kadın, YDG”, “Tüm politik tutsaklar derhal serbest bırakılmalı”, “Alman devleti faşist Türk devletin ortağıdır”, “Meksika’dan özgürlük istiyoruz”, “Meksika’da sizinleyiz”, ” Meksika’da sınırları parçalayacağız” yazılıydı.

 

**********************************************************************************

ITALYA

 

İtalya Devrimci Proleter Feminist Hareketinden Yeni Kadın ve ATİK’e Dayanışma Mesajı!

Italya Devrimci Proleter Feminist Hareketi (MFPF) ‘den Yeni Kadın ve ATİK’ e yapılan saldırıyı kınayan ve mücadele çağrı mesajını yayınlıyoruz.

“Devrimci Proleter Feminist Hareketi (MFPR, Italya) Yeni Kadın ve ATİK’den yoldaşların tutuklanmlarını şiddetle kınıyor ve onların derhal serbest bırakılması için protestolar yapmaktadır.

Delegasyonumuz bu yoldaşlarla Yeni Kadın 13. Kongreleri vesilesiyle 7-8 şubat’ta Almanyada buluşdu. Onlarla tecrübelerimizi paylaştık ve Kadınların mücadelesini güçlerimizi genişletme ve birleştirmenin ihtiyacı üzerne konuşurken meselenin özünde proleter ve işçi kadınların koşullarının olduğunun vurgusunu yapmıştık.

Bu birlik anlayışı ve ruhu ile, Yeni Kadın ve ATİK’li yoldaşlarımızla en üst düzeyde dayanışma içinde olduğumuz belirtir, tüm Kadın, işçi emekçi ve genç kadınları bu baskıcı saldırıya karşı durymayı ve şiddetle kınamaya çağırıyoruz.

Özellikle son aylarda Kürt savaşçılarının mücadelesini destekleyen kadınlara hitap ediyoruz.. bugün  Avrupada Türkiyeli aktivistleri tutuklayan aynı düşmana karşı örgütlenmey çağırıyoruz: Avrupa Emperyalist devletleri ve Türkiye devleti!

Bu önemli bir mücadeledir çünkü bu saldırı barbar ve sömürgeci emperyalist sisteme karşı savaşan, mücadele eden bütün kadınlara yapılmıştır, Türkiye sokaklarından, Kobane’den Avrupa merkezlerini, mücadelenin en ön saflarını hedef alan bir saldırıdır.

Türk rejimi ve emperyalist devetler için bu Kadınlar ‘tehlikelidir’ çünkü onlar kadınlara kurtuluşun yolunun devrimci yoldan geçtiğini göstermekteler.

 

Proleter Feminist Hareketi”

MFPR

18/04/15

 

 

***************************************************************************

TÜRKİYE

Bursa Ve Antakya`da ATİK ile Dayanışma

Almanya-TC devletleri tarafında koordine edilen; İsviçre, Fransa ve Yunanistan’ın da katıldığı, Avrupa Türkiyeli İşçi Konfederasyonu (ATİK) ve Yeni Kadın üye ve aktivistlerine yönelik tutuklama terörü Bursa ve Antakya’da protesto edildi.

 

Avrupa Türkiyeli İşçi Konfederasyonu (ATİK) ve Yeni Kadın üye ve aktivistlerine yönelik tutuklama terörü Bursa’da da protesto edildi.

Bursa: 29 Nisan günü Partizan tarafından örgütlenen basın açıklaması, Kent Meydanı’nda gerçekleştirildi. “Gözaltı ve tutuklamalara son!, ATİK ve Yeni Kadın üyeleri ve aktivistleri derhal serbest bırakılsın” Partizan imzalı pankart açıldı.

Kitle “Gözaltılar, tutuklamalar, baskılar bizi yıldıramaz”, “ATİK yalnız değildir”, “Yaşasın devrimci dayanışma” vb. sloganlarını attı.

 

“Yunanistan tutukluları serbest bırak”

Yapılan açıklamada, bu operasyonların, kendilerini demokrasi cenneti olarak gösteren Avrupalı devletlerin niteliğini gözler önüne serdiği belirtildi. Açıklamanın devamında, “Bu nedenle, 30 Nisan’da, Yunanistan’da, hâkim karşısına çıkarılacak söz konusu 3- ATİK aktivistinin Almanya’ya iade tehlikesi bulunmaktadır. Syriza hükümetini savunduğu ilerici, demokrat söylemlere uygun hareket etmeye ve ATİK üye ve aktivistlerini serbest bırakmaya çağırıyoruz” denildi.

Açıklama, “Tüm devrimci, demokrat kamuoyunu, ATİK ve Yeni Kadın üye ve aktivistlerinin, serbest bırakılıp özgürlüklerine kavuşuncaya kadar, dayanışmayı büyütmeye çağırıyoruz” çağrısıyla sonlandı.

Basın açıklaması eylemine ESP ve SODAP da katılarak destek verdi.

Antakya: ATİK ve Yeni Kadın’a dönük operasyona yönelik ve Yunanistan’da görülecek mahkemeyi protesto etmek için PartizanYDG ve YDK biraraya gelerek YerAltı Çarşısı’nda bir basın açıklaması gerçekleştirildi.

ATİK ve Yeni Kadın’a dönük operasyona yönelik ve Yunanistan’da görülecek mahkemeyi protesto etmek içinPartizan, YDG ve YDK biraraya gelerek YerAltı Çarşısı’nda bir basın açıklaması gerçekleştirildi.

“ATİK ve Yeni Kadın üye ve aktivistleri derhal serbest bırakılsın” pankartının açılarak yapılan açıklamada “Avrupa’da yaşayan Türkiyeli göçmenler içerisinde örgütlenen ve Türkiye gündemini yakından takip ederek, AKP hükümetinin temsil ettiği TC devletinin tüm baskı politikalarına karşı Avrupa’dan doğru kamuoyu oluşturan ATİK ve Yeni Kadın’a yönelik bu operasyonun tek başına Alman hükümeti tarafından organize edilmediği açıktır. Keza tutuklananlara yönelik suçlamaların içerisinde ‘Türkiye’ye dönük eylem hazırlığında olmak’ gibi iddiaların varlığı bile bu operasyonun ortak bir şekilde organize ettiğini göstermektedir” denildi.

Ayrıca açıklamada “Yakın bir zamanda iktidar olan Syriza demokrat söylemlerine uygun davranması için buradan sesleniyoruz: 30 Nisan’da mahkemesi görülecek olan ülkesinde tutuklu bulunan ATİK üyelerini serbest bırakılması” denildi. Eylem “ATİK ve Yeni Kadın yalnız değildir” sloganları ile sonlandırıldı.

 

***************************************************************************

Dünyaca ünlü futbolcu Roberto Carlos’tan Atik’e dayanışma!

Dünyaca ünlü futbolcu Roberto Carlos, Avrupada ATiK ‘e yönelik baskıları öğrenince,  polis baskısı ve tutuklamalara karşı, yolculuğu esnasında  bilgilendirildiğinde, kendisininde dayanışma gösterdiğini belirterek “ATiK Yalnız Değildir” şiarını  paylaştı.

*********************************************************************************

Rıza Algül : ATİK’e ve Yeni Kadın ’a Yapılan Saldırıyı Kınıyorum!

15 Nisan 2015’te, Avrupa Türkiyeli İşçiler Konfederasyonu (ATİK) ve Yeni Demokratik Kadın (YDK) temsilcilerine karşı, Almanya başta olmak üzere, Avusturya, İsviçre, Fransa ve Yunanistan’a uzanan bir polis saldırısının yapıldığını herkes gibi ben de basında okudum. Bu saldırıda yapılan ev baskınlarında 12 kişi gözaltına alınarak tutuklanmıştır.

Burada bir şey anlaşılıyor: ATİK’e ve YDK’a yönelik bu saldırı uzun zamandan beri planlanmış, bu tarihte de gerçekleştirilmiştir. Dolayısıyla bir şey daha anlaşılıyor: Bu saldırı, bu devletlerin polis örgütleriyle sınırlı olmayıp, bu ülke hükümetlerinin ve ilgili bakanlıklarının koordineli anlaşmaları sonucunda yapılmış bir saldırıdır.

Kamuoyunun da bildiği gibi, böylesine kapsamlı bir saldırıyı gerçekleştirmiş bu devletlerin “suç unsuru” olarak ileri sürdükleri somut hiçbir “gerekçe” yoktur. Buna rağmen, eşzamanlı olarak yapılan polis saldırısında ATİK ve YDK yöneticileri “gözaltına” alınmıştır. Yani bu devletler önce cezalandırıyor, sonra “neden bunu yaptıklarını açıklayacak” oluyorlar!

Ortada “suç unsuru” olmayınca, bu polis saldırısının “tahminlere”, “kuşkulara” ve “olasılıklara” dayandığı anlaşılmaktadır. Demokratik kamuoyu bunu, ancak böyle anlıyor. Bu nedenle ATİK ve YDK içinden ve kamuoyundan hiç kimse, bu saldırının ve tutuklamaların “gerekçesini” anlamış değildir.

ATİK ve YDK temsilcilerine yapılmış bu saldırı üzerine yapılan tahminler ve spekülasyonlar devam ededursun, fakat tahminlere ve spekülasyonlara yer vermeyecek kadar açık olan iki somut olgu var:

Bir: ATİK ve YDK yasal statüde kurulmuş demokratik kurumlardır. Demokratik kurumların sorumluluğu, sadece demokratik haklar kısıtlandığı zaman karşı çıkmak değil, aynı zamanda, bu hakları insanlık yararına genişletmek için verilen mücadelede yer almaktır.

İki: Bu ilkelere sadık ATİK ve YDK bulundukları ülkelerde olsun veya dünyada olsun, insanın sömürülmesine ve baskı görmesine karşı, cins ayrımcılığına karşı mücadele ederek özgürlükten yana saf tutmaktan tereddüt etmemişlerdir. Bu kurumlar her zaman ezilenlerin yanında, ezenlerin karşısında olmuşlardır. Bütün devletlerin ve polisin ATİK ve YDK üzerine bildiği en çok şey budur.

Bu iki gerçek, bu devletlerin polisi ve mahkemeleri cesaretle söyleyemese de, ATİK’e ve YDK’a yönelik saldırıların da, baskıların da nedenidir.

Bu devletlerin tutumunu şiddetle kınıyor, tutuklu bulunan ATİK ve YDK temsilcilerinin hemen özgür bırakılmalarını talep ediyorum!

 

Rıza Algül

 

*******************************************************************************

HALUK GERGER: ATiK`e yapılan saldırıları kınıyorum !

Avrupa da Türkiyeli Göçmen İşçi ve emekçilerin kitlesel demokratik örgütü ATiK e 23. Kongresi sonrası yapılan tutuklama operasyonlarını kınıyorum.

ATiK İşçi ve emekçilerin hak arayışı mücadelesinde önemli bir emek mevzisidir.

Bu mevziyi korumak tüm  devrimcilerin görevi olmalıdır. Emperyalist saldırganlığa ve Tasviyeciliğe karşı direnen, ender  devrimci-demokratik örgütlerden biri  olan ATiK ile,  bugüne kadar olduğu gibi bundan böylede dayanışma içinde olacağım.

Tutuklanan devrimciler derhal serbest bırakılsın!

Doc. Haluk Gerger

*******************************************************************************

ATİK ve Yeni Kadın için bir ses de Ankara ve İzmir’den!

Ankara: Partizan, YDK ve YDG tarafından Avrupa’da ATİK ve Yeni Kadın’a dönük gerçekleştirilen tutuklama saldırısı protesto edildi. Bugün Yüksel Caddesi’nde gerçekleştirilen basın açıklamasında “ATİK bir emek mevzisidir / Baskılarla bizi yıldıramazsınız” yazılı ozalit açıldı.

ATİK ve Yeni Kadın için bir ses de Ankara’dan!

Türk-Alman-Fransız-Yunan devletlerinin ortaklığı!

Partizan, YDK ve YDG’nin çağrısıyla bir araya gelen kitle “Emek mevzisi ATİK susturulamaz”, “Faşizme karşı omuz omuza”, “Yaşasın devrimci dayanışma”, “Kahrolsun faşizm yaşasın mücadelemiz”sloganlarını aterken tutuklanan devrimcileri sahiplenen ve Avrupa devletlerini protesto eden dövizler açtı. Eyleme DHF, SDP, ESP, Liseli Genç Umut, Kızıl Dayanışma gibi çok sayıda kurum Partizan flamaları ile dövizleri tutarak dayanışmayı büyüttü.

Yapılan basın açıklamasında Avrupa’da kamuoyu oluşturan ATİK ve Yeni Kadın’a yönelik operasyonlarıntek başına Almak Hükümeti tarafından organize edilmediğinin açık olduğu vurgulanarak operasyonun Türk-Alman-Fransız-Yunan devletleri tarafından ortak bir şekilde organize edildiği ifade edildi. Ayrıca operasyonların diğer bir nedeninin ise ATİK ve Yeni Kadın’ın Kürt halkıyla dayanışmayı büyütmesi ve HDP’nin seçimlerden güçlü çıkması için aktif tavır alması olduğunun altı çizildi. Açıklama tutuklananların bir an önce serbest bırakılması talebiyle sonlandırıldı.

Temel Demirer’den destek

Açıklamanın ardından aydın-yazar Temel Demirer söz aldı. Demirer şunları belirtti; “ATİK ırkçılığın giderek yoğunlaştığı Almanya’da demokratik değerleri militanca savunduğu için, Türkiye’deli faşist kanlı ktidara karşı Avrupa’da dayanışma eylemleri düzenlediği için boy hedefidir. Bu tutuklamadan da diğer tutuklamalar gibi hiçbir şey çıkmayacaktır.”

Eylem Demirer’in konuşmasının ardından devrimci dayanışma sloganlarıyla sonlandırıldı.

 

İzmir: Partizan, Yeni Demokrat Gençlik ve Yeni Demokrat Kadın’ın çağrısıyla ATİK ve Yeni Kadın’a Avrupa’nın dört bir yanında TC devleti ile ortak gerçekleştirilen operasyonlar ve tutuklamalar protesto edildi.

 

Partizan, Yeni Demokrat Gençlik ve Yeni Demokrat Kadın’ın çağrısıyla ATİK ve Yeni Kadın’a Avrupa’nın dört bir yanında TC devleti ile ortak gerçekleştirilen operasyonlar ve tutuklamalar protesto edildi.

Alsancak Kıbrıs Şehitleri Caddesi’nde toplanan kitle buradan Sevinç Pastanesi önüne doğru yürüyüşe geçti. “ATİK ve Yeni Kadın yalnız değildir” yazılı pankartla beraber yürüyen kitle sık sık “Faşist TC işbirlikçi Almanya”, “Hitler’den Merkel’e kahrolsun faşizme”, “Diren ATİK İzmir seninle”, “Devrimci tutsaklar onurumuzdur”gibi sloganlar atıldı.

“Baskılar bizi yıldıramaz”, “ATİK ve Yeni Kadın yalnız değildir”, “#Diren ATİK” yazılı dövizlerin de taşındığı eyleme HDP, Mücadele Birliği, ESP, Kaldıraç ve Özgür Lise’de destek verdi.

Yürüyüş sırasında kitlelere doğru, yapılan operasyonun nedenleri ve faşist TC ile işbirliği yapan Almanya devleti teşhir edildi.

Sevinç Pastanesi önüne gelindiğinde burada bir basın açıklaması gerçekleştirildi. Açıklamada, yapılan bu tutuklamaların Türk devleti ile işbirliği içerisinde ATİK’in Avrupa’daki mücadelesinin yükselmesinden dolayı yapıldığı belirtildi. Kapitalist devletlerin kendisine tehdit olarak algıladığı kurumlara karşı faşist yüzünü gösterdiği söylendi. Açıklamanın devamında, ATİK’in HDP’yi desteklenmesinden AKP hükümetinin rahatsız olduğu ve bu yapılan operasyonların HDP’nin barajı geçmesinden korktuklarına vurgu yapıldı.

Basın açıklamasından sonra HDP İzmir İl Eş Başkanı Cavit Uğur’da kısa bir konuşma yaptı. Uğur, Avrupa emperyalizminin, işçi ve emekçilerin sınırların ötesinde gösterdikleri mücadeleden korkmakta olduklarını söyledi. Uğur, yapılan bu saldırıların işçilere, emekçilere ve ezilenlere kar etmeyeceğini ve barajların aşılacağını vurguladı.

Eyleme katılan HDP İzmir Milletvekili Adayı Pınar Aydınlar da bir konuşma yaptı. Aydınlar, emperyalist ülkelerin işbirliği içerisinde devrimcilere yaptığı operasyonları kınadığını söyledi. Aydınlar, bu operasyonlarla birlikte devrimcileri tutsak eden zihniyetin, dört bir yanda saldırı ve zulüm politikalarını uyguladığını belirtti. Aydınlar, ATİK’e yapılan operasyonların bütün devrimcilere yapıldığını vurguladı. Açıklamalardan sonra eylem sonlandırıldı.

**********************************************************************************

ATİK Karşı Duruştur, ATİK Rüzgara Karşı İnatla Yürümektir

 

Metropol modern cangıldır. Metropol kuşatır, soluk aldırmaz, izole eder. Metropol insanın ruhunu çalar, onu parçalar, atomize eder, yavaş yavaş farkettirmeden öldürür. İnsanı “yaşayan” kadavraya çevirir.

ATİK karşı duruştur. Metropollerde akıntıya karşı olmaktır. Modern cangıldaki öfkenin, arayışın, varolmanın adıdır.

ATİK metropolerde zoru başarmaktır. ATİK, inattır, illa kavga demektir ve kavgada ısrardır.

ATİK canlarla can olma halidir. ATİK yoldaşlıkla yüreklerin fethidir. Yoldaşlığın o muazzam sıcaklığıdır.

ATİK, metropollerde devrimci, demokrat olmanın ve en zoru konformizmin “öldüren cazibesi” içinde devrimci, demokrat kalmanın güvencedir.

ATİK redddetme gücüdür, örgütlülükle kuşanma ve örgütlü kalmaktır.

ATİK bir gelenek ve bir geleneğin ruhudur.

Bu gelenek, isyanda manasını bulan ve isyanın manifestosunu yazanların geleneğidir.

ATİK, metropolün pesimizmine, konformizmine, apolitizasyonuna, hedonizmine, bireyciliğine, nihilizmine karşı kolektifiteyi ısrarla, inat ve kararlıkla öne çıkarmaktır.

ATİK, her zaman ve herşeye karşın devrimin ve sosyalizmin bayrağını yükseltmektir.

ATİK, kuruluşundan bügüne duruşuyla, pratiğiyle ve alternatif faaliyetleriyle devrimin ve sosyalizmin yolundan yürüdü.

Avrupa gericiliğinin tahammüllerini her zaman zorladı. Uzlaşmadı, “terbiye” olmadı ve “uslanmadı”.

Bügün yaşadığı saldırı, bu tutumunun bir ifadesidir.

ATİK benzer saldırıları çok yaşadı. Nietzsche’nin söylediği gibi, her saldırı ATİK’e daha da güç verdi.

ATİK, Nazım’ın dizesindeki gibi “kenetlenen kolların zinciridir”.

ATİK herşeyden önce bir barikattır. Saldırılar bu barikatı daha da güçlendirecek ve ATİK’i çelikleştirecektir.

Çünkü onun geleneği ” Çeliğe su verenlerin” geleneğidir. Çünkü bu gelenek”… geleceğin çelikten yuğrulduğu”nu bilir.

ATİK yoluna devam ediyor. Yoluna devam edecek.

ATİK aktivistleri, üyeleri ve çevresiyle susmayacak; metropollerdeki yoldaşlığın adı, yoldaşlığın yüreği, yoldaşlığın aklı olmaya devam edecektir.

ATİK, kolektif karşı duruşun odağı olmayı sürdürecektir.

Arkadaşlar, yoldaşlar sizleri bütün kalbimle kucaklıyorum ve sizlere sesleniyorum: Saldıraları boşa çıkarmak için:

Kenetlenin…!

Kenetlenin…!

Kenetlenin…!

Yoldaşça selamlar.

 

Volkan Yaraşır

 

**********************************************************************************

“Diren ATİK, İstanbul seninle”

İstanbul: Bugün Partizan, Yeni Demokrat Kadın (YDK), Yeni Demokrat Gençlik (YDG) ve Devrimci Demokrat Sendikal Birlik (DDSB)’nin çağrısıyla Taksim Alman Konsolosluğu önünde, emek mevzisi olan ATİK’e Avrupa’nın dört bir yanında Türk hükümeti ile ortak gerçekleştirilen operasyonlar ve tutuklamalar bir basın açıklamasıyla protesto edildi.

Alman Konsolosluğu önünde yapılan basın açıklamasında, “Almanya-İsviçre-Yunanistan-Türkiye iş birliğinde gerçekleştirilen operasyonları kınıyoruz, ATİK ve Yeni Kadın yalnız değildir” pankartı açıldı.

DDSB, YDK, YDG ve Partizan’ın örgütleyicisi olduğu eyleme, Partizan’ın HDP’den İstanbul 1. Bölge adayı Hasan Gülüm-İzmir 1. bölge adayı Pınar Aydınlar, HDP İl Örgütü, Munzur Çevre Derneği (MÇD), Belediye –İş 2 Nolu Şube, DERİTEKS başkanı Musa Servi, Sanatçı Mehmet Ekici, Grup İsyan Ateşi, Özgür Sanat Girişimi, Hevî LGBTİ, İstanbul LGBTİ Dayanışma Derneği, Mersin Kadın Platformu, HDK Mersin Kadın Meclisi, Mersin LGBTİ 7 renk Eğitim ve Araştırma Derneği gibi demokratik kitle örgütleri destek verdi.

Çok sayıda çevik kuvvet polisinin Alman konsolosluğunu sardığı eylemde sık sık, “Diren ATİK İstanbul seninle”, “ATİK’li tutsaklar yalnız değildir”, “Diren ATİK İstanbul seninle” ve “Yaşasın devrimci dayanışma” gibi sloganlar atıldı.

“Bu operasyonlar TC işbirliğinde yapılmıştır”

Basın açıklamasını örgütleyenler adına DDSB’li Veysel Aslan okudu. Aslan açıklamada şunlara vurgu yaptı: “Avrupa’da yaşayan Türkiyeli ve Kürdistanlı göçmenler içerisinde örgütlenen ve Türkiye gündemini yakından takip ederek, AKP hükümetinin temsil ettiği TC devletinin tüm baskı politikalarına karşı Avrupa’dan doğru kamuoyu oluşturan ATİK ve Yeni Kadına Yönelik bu operasyonun tek başına Alman hükümeti tarafından organize edilmediği açıktır!” Tutuklamalara yönelik suç duyurularının içerisinde “Türkiye’ye dönük eylem hazırlığında olmak” gibi iddiaların varlığının olduğunu bildiren Aslan şunları söyledi: “ Bu iddiaların varlığı bile bu operasyonun Türk-Alman-Fransız-Yunan devletlerinin ortak bir şekilde organize ettiğini göstermektedir.

Aslan son olarak, Türk devletinin bu tür komplolarla HDP’nin Avrupa’daki etki alanını daraltmaya çalıştığını ve destek veren kurumların önünü kesmeye çalıştığını söyleyerek şunlara değindi: “Sonuç olarak bizler, ATİK ve Yeni Kadın’a yönelik operasyonu kınıyor ve tutuklananların bir an önce serbest bırakılmasını istiyoruz

“ATİK işçi sınıfının mevzisidir”

Açıklamanın ardından eyleme destek veren HDP milletvekili adayları Pınar Aydınlar, Hasan Gülüm ve DERİTEKS Başkanı Musa Servi bir konuşma yaptı.

İlk olarak konuşma yapan Pınar Aydınlar, ATİK işçi sınıfının mevzisidir diyerek şunları söyledi: “ATİK, emek mücadelesini her alanda Avrupa’da en zor koşullarda birleşmiş kapitalist ülkelerde işçi örgütlülüğünü ve özgürlüğünü savunandır. ATİK’e karşı yapılan bu saldırılar hepimize yapılmıştır. Tüm düşmanlarımız bilsin ki ATİK Ezilen bütün halkların, İşçi sınıfının, Kürt mücadelesinin, özgürlük mücadelesinin yanındadır. Çünkü biz İbrahim Kaypakkaya’nın ardıllarıyız. Çünkü bizler sınırsız bir dünyayı ve özgürlük mücadelesinde direnen halkların direnişini savunuyoruz. Bizler ATİK, Yeni Kadın ve YDG’yi asla yalnız bırakmayacağız. İşte bunun için bir kez daha söylüyoruz ki yaşasın devrimci dayanışma, yaşasın sınıf dayanışması.”

Aydınlar’ın ardından konuşan Hasan Gülüm ise, yıllardır işçi sınıfının sendikal mücadelesini verdiğini ve bu mücadeleyi yürütürken de ATİK’i direnişlerde, Türkiye’nin çeşitli yerlerindeki mücadelelerde, ezilen halkların yanında, yok edilmek istenilen Kobanê halklarının direnişinde gördüğünü söyledi. Gülüm devamında şunları söyledi: “Bizler ATİK’i ezilen tüm halkların ortak mücadelesinde gördük. Bizler aynı zamanda Avrupa ülkelerinin ne denli demokratik olduğunu da bu operasyonlarla görmüş olduk. Tutuklanan ATİK üyelerinin derhal serbest bırakılmasını ve baskıların sona ermesini istiyoruz. ATİK’e destek için herkesi mücadeleye çağırıyorum ve direnişlerini direnişimiz olarak görüyorum

Son olarak konuşan Musa Servi ise, ATİK’e yapılan bu tutuklama ve saldırıları kınadığını ve bu saldırıların bir an önce son bulması gerektiğini vurguladı. Servi devamında, bu saldırının sadece ATİK’e yönelik olmadığını ve tüm muhalif kesimlere yönelik bir saldırı olduğunu bildirdi. Bu saldırıların dayanışmayla geri püskürtüleceğinin altını çizen Servi ATİK’i yalnız bırakmayacaklarını ve ATİK’in haklı mücadelesinde yanında olduklarının mesajını verdi.

Konuşmaların ardından eylem sloganlar eşliğinde son buldu.

 

****************************************************************************

 

DERİTEKS: “ATİK’e yapılan saldırıyı kınıyoruz”

 

İstanbul: Avrupa Türkiyeli İşçiler Konfederasyonu (ATİK)’e yönelik Avrupa’da gerçekleştirilen operasyona ilişkin DERİTEKS, bir açıklama yayınlayarak operasyonu kınadığını belirtti.

Almanya İsviçre merkezli yapılan operasyonun ardından Fransa ve Yunanistan’da da gözaltıların yaşanması üzerine, operasyonun genişleme ihtimali üzerinde durulurken, Avrupa’daki göçmen işçilerin örgütü olan ATİK’e bir destek de deri işçilerinin sendikası DERİTEKS’ten geldi.

Yayımladığı bir açıklama ile operasyonu kınayan DERİTEKS, “ATİK, enternasyonal dayanışmanın, Türkiye işçi sınıfı ile dayanışmanın ve aynı zamanda Avrupa’da yaşayan tüm göçmenlerin haklarının savunulmasında en önde yer almaktadır. Yalnız işçi sınıfı ile dayanışma değil, ezilenlerin mücadelesinin olduğu her yerde onlarla dayanışma için olan ATİK, sendikamızın DESA ve Punto Deri’de yürüttüğü mücadelesine de destek olmuş ve direnen işçilerin direnişlerini ziyaret ederek, onların maddi ve manevi olarak yanlarında olmuştur” dedi.

 

“ATİK sadece işçi sınıfının değil, Kobanê ve Van halkının da yayındaydı”

ATİK’in sadece Türkiye işçi sınıfı ile değil, Van depremi sonrası yaşanan deprem sonrası halkın yanında olduğunu ve aynı zamanda Kobanê’de halka yönelik katliamdan kaçarak ülkemize sığınan Kobanê halkının da maddi ve manevi olarak yanında olduğunu belirten DERİTEKS, “Bu anlamda ülkemizde enternasyonal dayanışmanın ve ülkemizde işçi sınıfı ile dayanışmanın en iyi örneklerinden birini sergileyen ATİK’in hedef haline gelmesi anlaşılmaz değildir. İşçi sınıfının mücadelesini yürütenlerin şu veya bu adla “terörist” olarak nitelendirilmesi çok bilindik bir durumdur. Aynı zamanda bu tarz tutuklamalar ülkemizde emek mücadelesi yürüten tüm kesimlerin karşılaştığı ve egemenlerin çok sık başvurduğu bir yöntemdir. Bütün bunların amacı toplumun tüm muhalif kesimlerine yönelik estirilen saldırı dalgasından başka bir şey değildir” ifadelerini kullandı.

Açıklamasında son olarak ATİK ile dayanışma içinde olduğunu belirten DERİTEKS, tutuklamalar ve gözaltılar nedeniyle Alman Hükümetini kınadığını, tutuklananların bir an önce serbest bırakılması gerektiğini belirtti.

 

*****************************************************************************

Hepimiz ATİK’liyiz !

 

 Gittim, gördüm, sevdim! Ve anladım ki bir kez daha: “Vardık, varız, var olacağız!” Kavramayanlara kavratacağız, anlamayanlara anlatacağız, ki, Anadolu-Mezopotamya toprakları onlarca yıllık sürgünlüğün sıla hasretinden çok daha fazla hasrettir barış, özgürlük ve çoğulcu eşitlikçi paylaşımcı emek eksenli bir demokrasiye! Bu hasreti gidermek için o topraklara düşen canlar artık karşılığını görmelidir, “bir orman gibi kardeşçesine” düşünün cisimleştiği dünyayla.

 

Göreceğiz! Çünkü on yıllardır ekilen şey ezilerek, yakılarak, köklerinden sökülerek yok edilmek istenen insanlık onuruna yeniden kavuşmanın umududur.

 

Gittim, gördüm, sevdim! Dedim ki: “Dallarına özgürce çıkamadığım bir dut ağacının büyüsünde saklıdır sıla. Ve bozulur bütün büyüler direnişin gücü karşısında.” Ve artık valizime sadece yüreğimi koyarak, hep gideceğim, emeğimi katmak için o toprakların her karışına.

 

Bu kez kısa oldu. Zorlanmadım, korkmadım, şaşırmadım desem yalandır. Az zamanda çok toplantı gerçekleştirdim. Ruhumu yeniledim; coşkumu artırdım. Kavgayı selamladım, direnenleri alkışladım ve o mekanda, emeğimi emeklerine katmanın onurunu yaşadım.

 

Çoğunu henüz göremedim bile. Bana kollarını uzatmış hasret tüketmeyi bekleyen can dost Tuğba’yı; “babaaamm!” diye çığlık atan manevi kızım Ayça’yı; çocukluktan yoldaşım Uzar Osman’ı bile göremedim. Ama olsun… Göreceğim. Çünkü gördüm ki, sıla her ayrılıkta daha çok büyüyen bir sevdanın adıdır.

 

Gittim, gördüm, sevdim! Gideceğim, göreceğim ve daha çok emek dökerek daha çok seveceğim o topraklarda süren kavgayı.

 

Gidiş haberimden başlayarak bana e-mail, telefon ya da facebook üzerinden destek olan bütün yoldaşlarıma, dostlarıma, yani bütün canlara yenileşmiş, gençleşmiş bir yürekle teşekkürlerimi iletiyorum. İyi ki vardınız, iyi ki varsınız. Ve yüreğimde hep var olacaksınız.

 

***

 

Geldim ama hoş bulmadım. 15 Nisan günü akşam saatlerinde, Karlsruhe Savcılığının emriyle BKA tarafından gerçekleştirilen operasyonlarla Avrupa Türkiyeli İşçiler Konfederasyonu (ATİK)’li yoldaşlarımı tutuklamıştı polisler. Her cana açık olan evlerin kapıları pencereleri kırılarak çevrede korku yaratılmak, ortamı terörize etmek gibi etik olmayan ama sistem anlayışını sergileyen yöntemler kullanıldı bu operasyonda.

 

Üstelik tam da Türkiye’deki diktatörlüğü alaşağı edecek bir seçim arifesinde; bu seçimin Avrupa çalışmalarında çok aktif olan ATİK’li arkadaşlarıma yönelik bu saldırı, evrensel hukuk dışılığının ötesinde, anlamlı-planlı-taraflı bir saldırıdır. Çünkü çoğulcu, özgürlükçü, eşitlikçi, emeğe saygılı bir dünya anlayışının Avrupa’daki önemli savunucularından biri olan ATİK, büyüterek, geliştirerek taşıdığı değerlerle, dünya özgürlük güçlerinin onurlu bir bileşenidir.

 

ATİK’li yoldaşlarımız derhal serbest bırakılmalıdır! Evet, emir kipi ile konuştum! Polis tarafından gözaltına alınan bütün ATİK’li arkadaşlar, kendilerinden özür dilenerek, derhal özgür bırakılmalıdırlar! Almanya’nın Türkiye’deki barış-özgürlük ve demokrasi mücadelesinde, barışın, özgürlüğün, demokrasinin düşmanlarıyla işbirliği görüntüsü veren bu tür yaklaşım ve uygulamalardan vaz geçip, evrensel insan haklarının yanında yer almasını istemek, onurlu her insanın vazgeçilmez hakkı ve görevidir. Bu isteğin rica, minnet, şükran gibi kavramlarla dillendirilmesi özgürlük istemlerinin doğasına aykırıdır. Sadece “zile basarak” girilebilecek evlere, kapıların, pencerelerin kırılarak girildiği bu operasyon, özünde, insanlığın binlerce yıllık mücadeleleriyle kazanılmış olan evrensel temel insan haklarına yönelik bir saldırıdır. Bu saldırı, dokunulmazlığı demokrasi güçlerinin güvencesiyle korunan insanlık onuruna aykırıdır ve kabul edilemez.

Bu isteğimiz gerçekleşene kadar hepimiz ATİK’liyiz, her demokratik dernek ATİK’dir.

Ve sıranın bizlere geleceği günleri beklemeden, her türden demokratik mücadele yöntemleriyle yasal, demokratik, kitlesel örgütümüz ATİK’i hep birlikte savunacağız.

 METİN AYÇİÇEK. Yeni Özgür Politika Gazetesi. 18 Nisan, 2015.

 

****************************************************************************